Gazze'yi üfleyerek söndüremezsin!
Üfleme Kalk!
Orada başı olmayan bir çocuk senin acıdan başını ağrıtamaz!
Ruhun bedeninden utanmalı!
Üfleme kalk!
Dünyanın en ahlaklı ordusuyuz diyen Netanyahu
Senden önceki köpeklerin ruhunu sana doldursun da hepsini senin irin kaplı bedeninden alsın! İçindeki gaddar orduyu tek tek, demir çivilerle yırta yırta, etine ateşli bayrak kazığıyla yonta yonta, yüzerek derini, bir çocuğun hatıralarını annesinin derisinden yüzdüğün gibi ince ince alsın..
Ve sen hayallerindeki İsrail gibi küçük bir cüruf gibi kalansın.
Sineklerin hafızasında burnundan girilecek Bir Nemrut kadarsın.
Cennete dökülen serçeleri gördünüz mü Annemi de kurtarın diyen o kızın sesi kalbimizde çınlıyor.. Evladının soğumuş elini parmaklarından tutan babanın yüzüne baktınız mı Vazonun içinde param var abi evimiz yok artık ev alırız diyen masumun sesi nerede
Dünya, cennet serçelerinin ağzında bir kırıntı.
Avludayız. Yaşamak, Dünya'nın bahçe katı. Nefes sarrafıyız. Bir sürü makam ezberlesen de, şarkısı yarım kalansın. Ceplerinden avuç avuç kartvizitler çıksa da rütbeli hiçbir şeysin kabul et. Çok biriktirsen de kolay harcanansın bil bunu. Ölüm, en aşikar sır. Ölüm, kalbinin nasırlı yeri ki hatırladıkça acıyorsun.
Ben bir bebek gördüm. Masumiyet otursa kursağına yutkunmaya kıyamazsın. Ben bir Rim gördüm, taşın altına elimizi koyduğumuzda baş parmağımızı tutan. Yerin altında meleklerin ninnisiyle uyusa da bizi sallayan, silkeleyen bir cennet serçesi. Biz, öyle Rim'ler gördük ki omuzlarımızdan gaflet yükünü alan.
Ve bir cennet serçesi daha gördüm ben. İçinde yaşamak taneleri görünen bir cennet Narı. Dalında taze inşirah. Saçlarını kim taradı, yanaklarından tozu toprağı kim sildi, kulağına kirazlar takıp sana aynalar tutan kim Senin öksüzlüğünü kim teselli etti. Merhametin sütüyle dudaklarını silen kim
Seni taşın altında doyuran ve bize duyuran Allaha sonsuz şükürler olsun".
Biz bir cennet ırmağı gördük ve sen bizim kirli yüzümüzü yıkadın. İsterdik ki hepimiz seni, saçlarına bir daha dokunamayacak olan annenin elleriyle saralım. İsterdik ki annenin sesinden başkasını duyurmayalım sana.
.....
Ben, hüzün sütü dudağının kenarında bir cennet serçesi gördüm. Unutmamak için azar azar hatırlıyorum ki zihnimde hepsi bitmesin.
" Allahuekber" Allahuekber, Allahuekber!
Allahuekber dedikçe İsrail'in aramızdaki siyon köçekleri, dişi kanlı köpekleri rahatsız oluyor. Hamas'ı bu nidadan terörist sayacaksanız biz de sizi cehennemde çatırdayan kemiklerinizden şerefsiz sayacağız!
91 saat taşın altında kalıp, meleklerin teskin ettiği bir bebeğin yarasızlığı Allah'ın büyüklüğüne delil değil midir ki " Allahuekber" diye haykırmayalım.
Allahuekber demek, öyle heybetli sevindiğimizde büyük coşkuyu nereye koyacağımızı şaşırdığımızda Allaha teşekkür etmenin muhteşem sesidir.
Bahçemiz güllerle dolduğunda Allahuekber deriz şükrederiz.
Toprak yağmurla sarıldığında gök gürüldediğinde azametinin büyüklüğüne teslim oluruz ve sesleniriz " Allahuekber".