Biz kazandık Yasin..
Ya deryada ufuk, ya derede yosun olacağız demiştim.
Yasin duyacağın en büyük müjde toprağındaki çiçekleri açtırır..
Ey merhametin 16 yaşı Yasin biz kazandık. Kursağımızda kalan acının düğümü, sofrada eksik tabak, bir el eksik bölünen Diyarbakır'ın helal ekmeği biz kazandık. Seni tanımak istemeyenler değil, seni ayağındaki beninden tanıyan annen kazandı Yasin. Seni katlederken salyalara sarılan zılgıtlar değil, seni sayfalarca haykıran hakikat kazandı.
Kaybedeceklerini anladıkları an, depresyon şurubuna ekmek doğramaya başladılar. Kaybettiler!!
Trenses ey trenses..
Barış bu, bu barış,
Bu bir hakikat; tren değil..
Neden öyle bakıyorsun..
Medyaları da helyum gazı basılmış gırtlak gibiydi. Sesler inceldi, rendelendi yüzler. O cahilsiniz auuvvv diye kükreyenlerin cesareti ayran pipetine müşteri olmuştu.
Şirin Payzın hala bitmedi hayırrrrr diye ekran camına hohlarken, dışarıda ince bir yağmur yanında korna resitali göklere yükselen Allahuekber! Şirin'in ancak genel anesteziyle duymaya katlanacağı bu gerçekler serumla damla damla veriliyordu.
Bir mazlumu sevindirmenin en güzel tarafı zalimini üzmektir.
Üzeceğiz Yasin. Seni unutmuyor oluşumuz bile zalimine işkence.
Kurban poşetindi kan torbalarını çıldırtan.
Bir kursağın doymasından rahatsız olanların şerefe haysiyete açlığını nasıl giderecek iyi kalpli çocuklar
Bilmiyorum..
Tek bildiğim "Vardığın cennetle avunuyor oluşumuz iman, yokluğunun acıtması da insanlığımız".
....
Ve yine de.