Ülke ve halk olarak yoksullaştık

Küreselleşme ve bu sürece damgasını vuran, finansal sistem ve uygulanan parasalcı (monetarist)politikalar, insanlığa büyük zarar verdi;

Dış fazla veren ülkeler zenginleşti, dış açık veren ülkeler yoksullaştı.Teknoloji üreten ülkeler kazandı. Üretmeyenler kaybetti. Ülkeler arası kalkınmışlık farkı arttı.Tüm ülkelerde gelir dağılımı bozuldu.Cari açık veren ülkeler kaynak kaybetti ve yoksullaştı.

Dünyada cari fazla veren ülkeler zenginleşti. Söz gelimi Çin'de 1980 yılı ile 2023 yılı arasında GSYH dolar enflasyonuna göre düzeltildiğinde reel olarak 17,3 kat, Güney Kore'de aynı dönemde reel olarak 5,25 kat arttı. Buna karşılık cari açık veren, Türkiye, Brezilya ve Meksika gibi ülkelerde daha az, yüzde 3'ün altında arttı. (Aşağıdaki Tablo)

Not; 1980 ile 2023 arasında ABD' de enflasyon 3,68 kat artmıştır.

Türkiye 2003 ile 2023 Mayıs arasında geçen 22 yıl 5 ayda 744, 4 milyar dolar cari açık verdi. Yani dış ekonomik ilişkilerden dolayı bu kadar kaynak kaybettik. Ülkemiz bu kadar yoksullaştı. Bu 22 yıl 5 ayda, her birimizin 8758 dolar, yani yaklaşık 350 bin lira kaybı oldu ve yoksullaştık.

Türkiye'de zengin fakir farkının açılması, yani gelir dağılımı bozulması ülkenin yoksullaşmasına neden olmaz. Çünkü, gelir dağılımının bozulması GSYH' içinde bir transferdir. Gelir ve servet ülke içinde kalır. Bir başka iktidar gelir dağılımını düzeltici sosyal politikalar uygular. Zaman içinde gelir dağılımı düzelir. Ama bir ülkenin dış ekonomik ilişkilerde kaybetmesi ve farklı yollardan yurt dışına döviz çıkışı ve beşeri sermaye çıkışı (Beyin Göçü) ülkenin yoksullaşması demektir ve telafi edilemez.

Küreselleşme ülkeler arası kalkınmışlık farkını daha çok artırdı.

Dijital teknoloji üreten ülkeler kazandı, diğerleri kaybetti. Söz gelimi Türkiye de en pahalı 1 fon fiyatı, 17 ton buğday fiyatına eşittir. Türkiye'nin toplam ihracatı içinde ileri teknoloji ürünlerinin payı yüzde 3,4 'tür.

Küreselleşme ile sermaye hareketleri hızlandı. Buna karşılık emek hareketleri tersine kısıtlandı. Sermaye ihraç eden ülkeler kazandı.

Küresel düzeyde finansal sektör ile reel sektör arasındaki denge, reel sektör aleyhine bozuldu. Sermaye piyasasında spekülasyon arttı. Çin gibi doğrudan yabancı yatırım sermayesi çeken ülkelerde ekonomik istikrar sağlandı, Türkiye gibi kısa vadeli portföy yatırımları çeken ülkelerde istikrar bozuldu.