Toplum olarak ağır bir stres yaşıyoruz

AKP iktidarının kullandığı siyasi dil, laik-demokratik kesimden siyasal İslam kesimine yaptığı gelir ve servet transferi, devlet imkânlarını partizanlara dağıtması, toplumda kamplaşma yarattı. Halkın yüzde 70'inin morali bozuk. Herkese her zaman gelir ve servet transfer etmek imkânı olmadığı için, zamanla AKP içinde muhalefet de arttı. FETÖ gibi devleti ele geçirmek isteyenler çıktı. Devletin parti devleti olmasından sonra medyada sık sık birçok bakanlığın farklı tarikat taassubu altında olduğu yazılıyor. AKP, ülke geleceğini kendi geleceği ile sınırlı görmeye başladı. Ülkede beka sorunu yarattı. 2019 İBB seçimlerinde, "bu seçimler sadece belediye değil, aynı zamanda beka seçimleridir." denildi. 21 Ocak 2022 Twitter'da "Müslümanlar olarak beka mücadelesi verdiğimiz ağır bir imtihandan geçiyoruz." ifadeleri kullanıldı. Halk, Cumhuriyet tarihinde ilk defa ülke geleceğini bir partinin varlığı ile eş tutan bir iktidar gördü. Bu aynı zamanda AKP'nin demokrasiyi askıya alır mı sorusunu yarattı ve halkın morali bozuldu. AKP muhalefet için şer cephesi diyor. Biz ve onlar kutuplaşması yaratıyor. Vesayeti önlüyorum diye daha ağır bir parti vesayetine yol açıyor. Bugün 3 milyon insanın kaçtığı ekonomik buhran, ilaç ve gıda kıtlığı yaşayan, sokaklarında insanların öldürüldüğü Venezuela'da da Chavez ve arkasından Maduro, kendilerini vatansever muhalifleri ise vatan haini olarak ilan etmişlerdi. Şimdi maliyetini bir nesil ödüyor. AKP bu dilini düzeltmeli ve topluma demokrasi güvencesi vermelidir. Zaten AKP'nin bugünkü ayırımcı anlayışı hayatın normal akışına aykırıdır. Sürdürülemez. Türkiye geçmişinde de benzer ayırımcılığı yaşadı, gördü. 1957 seçimlerinde Demokrat Parti'nin aldığı toplam oy oranı yüzde 48,6, muhalefetin aldığı oy oranı ise yüzde 51,4 oldu. Ama il bazında çoğunluk seçim sistemi nedeniyle DP yine de Meclis'te çoğunluğu sağladı. Ne var ki, DP oy kaybetmesi partiyi telaşa soktu. Başbakan Menderes muhalefeti melun ve meşum gaye peşinde olmakla suçladı. Vatandaşlardan kin ve husumet cephesine karşı bir Vatan Cephesi kurmalarını istedi. Devletin resmî radyosundan her gün Vatan Cephesi'ne katılanları anons etti. Maalesef bu süreçte Türkiye, 1959 krizini yaşadı, dış borçlarını ödeyemedi ve moratoryuma gitti. Darbe olmasaydı da zaten DP kaybetmişti. Yine 1974'de de, AP-MSP-MHP-CGP Milliyetçi Cephe oluşturdu ve Meclis'te üç milletvekili olan MHP iki bakan çıkardı. Sağ-sol çatışması arttı. Bülent Ecevit'e suikast düzenlendi. 1 Mayıs 1977 katliamı yaşandı. 1977 seçimlerinde Ecevit'in genel başkan olduğu CHP yüzde 41 oy aldı. Milliyetçi Cephe dağıldı. AKP, din popülizmi ile bugünlere geldi. Ama dünyada ve Türkiye'de kabul görmeyen bir iktidar haline geldi. ISPI (Uluslararası Siyasi Araştırmalar Enstitüsü) ile Ipsos Araştırma Şirketi tarafından yapılan İtalyanların dış politikaya