2024 ikinci çeyrek (Nisan-Mayıs-Haziran) işsizlik verilerine göre;

Mevsim etkilerinden arındırılmış işsiz sayısı, 2023 yılı aynı çeyreğinde 3 milyon 400 bin kişi iken bu sene 3 milyon 156 bine geriledi. İşsizlik oranı ise yüzde 9,7'den, yüzde 8,8'e geriledi.

Son üç yıldır, açıklanan işsiz sayısı ve işsizlik oranı düşüyor.

Buna karşılık geçen sene ikinci çeyrekte yüzde 25,1 olan atıl iş gücü oranı, bu sene yüzde 27,3'e yükseldi. Açıklanan işsizlik oranı düşerken, son üç yıldır atıl iş gücü ve potansiyel iş gücü oranı artıyor

İşsizlik verileri arasında, neden böyle bir çelişki var

Bütün sorun işsizliğin tarifinden ortaya çıkıyor.

Türkiye'de uzun yıllar iş arayıp iş bulamamış ve bu nedenle iş bulma umudunu kaybetmiş olanlar işsiz sayılmıyor.

2023 yılında iş bulma umudu kaybolmuş olanların sayısı 1 milyon 671 bin iken bu sene 294 bin kişi artarak, 1 965 bin kişiye yükseldi.

Gerçekte ise bunlar Türkiye de iş arzının dar olmasından kaynaklanan sorunlardır.

İş aramayıp iş başı yapacak olanlar da işsiz sayılmıyor. Bunların sayısı da 2023 ikinci çeyrekte, 1 milyon 407 bin kişi iken, 2024 ikinci çeyrekte 473 bin kişi artarak 1 milyon 880 bin kişiye yükseldi.

İş aramayanlar neden aramıyor Eğitim, ev işi, emekli ve çalışamaz hale gelenlerin sayısı bir yılda bu kadar değişmez.

Bunların geliri mi arttı

Dediğim gibi işsizliğin bu tarifine göre, açıklanan işsiz sayısı gerçek işsizliği göstermiyor.

Sonuç olarak;

Açıklanan işsiz sayısı son bir yılda 244 bin azaldı.

Ama TÜİK'in işsiz saymadığı, potansiyel işgücü dediği ve fiilen işsiz olanların sayısı ise son bir yılda 445 bin kişi arttı.