Dış açıklar hepimizden götürdü

Hepimizin bildiği kurbağa hikayesi vardır Bir kurbağayı kaynayan suya koyarsanız, zıplayarak kazandan çıkmaya çalışacaktır. Fakat eğer onu ılık suya koyar ve suyu yavaşça ısıtırsanız, su ısındıkça, kurbağa rahatlar ve uyuşur. Sonrasında ölür.

Her seferinde ilgililer, ithalata bakmıyor, dış açığa bakmıyor, ihracatta patlama diyor. Etkisi gecikmeli ve yavaş olduğu dış açıkların ve cari açıkların getirdiği maliyetler kısa dönemde fark edilmiyor. Ama Cumhuriyet döneminde dış açıklar hem döviz şoklarına neden oldu , hem krizlere neden oldu , hem de ülkeyi ve insanımızı yoksul bıraktı.

Cumhuriyetin ilk yıllarında, 19231950 arasında Türkiye dış ticarette denge sağlandı.

1950-1960 arasında sürekli cari açık verdik.

1960-2002 arasında, kriz yılları olan 1994 ve 2001 yıllarında, devalüasyon ve üretimde düşüşten dolayı cari fazla oluştu. Diğer yıllar hep açık verdik.

Son yıllarda 2003 sonrası dış açıklar arttı. 2003'ten bu güne dış ticaret fazlamız olmadı. Yalnızca 2019 yılında pandemi nedeni ile ithalat azaldı ve cari fazla verdik.

2003 -2025 Ocak-Şubat arasında geçen 22 yıl 2 ayda 741 milyar 755 milyon dolar cari açık verdik.

2003 -2025 ocak- Mart arasında geçen 22 yıl 3 ayda toplam 1 trilyon 142 milyar 651 milyon dolar dış ticaret açığı verdik.

Bu nedenledir ki ülkemiz ve halk yoksullaştı. Zira cari açık, dış ekonomik ilişkiler kaybından doğan, yurt dışına kaynak ve servet transferi demektir.

Elimize faiz havucu vermişler. Ekonomi yönetimi olarak , halk olarak , medyanın tamamı ve maalesef bazı akademisyenler dahil , bu havuçla oyalanmaktan gerçek tehlikeyi göremiyoruz. Türkiye ekonomisi için gerçek tehlike dış açıklardır.

TÜİK, 2025 yılı Ocak-Mart dış ticaret verilerini açıkladı. Üç aylık dış ticaret açığımız 20 milyar dolardır. Böyle giderse yıl sonuna kadar 80 milyar dolar civarında olacaktır.

Neden bu kadar dış açık veriyoruz

Milli dış ticaret politikamız yoktur.

Aşağıdaki tabloya bakarsak;

Üç ayda toplam dış ticaret açığımız 20 milyar dolar, ama ihracatımızın yalnızca yüzde 3,6 sını yaptığımız Çin ve Rusya'ya olan dış ticaret açığımız daha fazla 20,8 milyar dolardır.

Buna karşılık ihracatımızın yüzde 49,6'sını yaptığımız AB ve İngiltere'ye 4,5 milyar dolar dış ticaret fazlamız var. Avrupa'dan kazanıp, Çin ve Rusya'ya veriyoruz.

Çin'e ve Rusya'ya mecbur değiliz. Çünkü Çin'den teknoloji ithal etmiyoruz. Rusya'dan ithalatımız içinde petrol ve doğal gazın payı yüzde 37'dir.