Türkiye'nin kabusu: Dayı, teyze, hala ve amcasızlık

Söylemesi, yazması bile zor. Dil varmıyor fakat durum ortada. İnsanlık hızla teke düşüyor. Yani tek çocuğa Sonra


İstanbul Aile Vakfı Başkanı Üner Karabıyık, Bir Başka Mesele'de şöyle demişti: "Türkiye'de kadın başına doğum oranı yüzde 1,51. Dünyanın ortalaması 2021 yılında 2,3'tü. Bu oran 1963'te 5,3'tü. Bu istatistiğe Afrika da dahil."


Veriler, kadın başına doğumun 3 çocuk olduğu İsrail dışında tüm ülkeler için korkunç. Ne kadar ilginç değil mi Bu başka bir tartışma konusu olsa da tek çocuklu döneme giren ülkemizdeki tartışmalara bakarsak bağlantılı bir kamuoyu söz konusu.


Cumhurbaşkanı Erdoğan geçtiğimiz günlerde aile, evlilik ve nüfus sorununa bir kez ve bu kez üst perdeden uyarılarla dikkat çekti: "Türkiye bir kâbusa gidiyor. Anadolu'daki Türk nüfusu hızla yaşlanıyor. Milletimiz kendisini toparlayamazsa, bu topraklardaki yaşama kabiliyetini kaybeder. Bu bir beka sorunudur. Cumhuriyet döneminde 1960'larda yanlış bir iş yaparak doğum kontrol sistemiyle Türk nüfusunu azalttılar. Bu, ülkemiz için savaştan çok daha önemli bir tehdittir. "


Evet adı konmamış bir savaş halindeyiz. Kiminle mi Kadın başına üç çocuk ortalamasını koruyarak nüfusunu sistematik şekilde artıran, diğer yandan küreselci politikalarla dünyanın nüfusunu baskı altına alanlarla.


Bu nedenledir ki ülkemizde ne zaman normal doğuma teşvik kampanyaları yapılsa bir yerlerden öfke patlamaları yükseliyor. Karşı kampanyalar başlatılıyor. Özgürlükler ve bireyselleşme sloganları atılıyor. Neden acaba

Nüfus artışını ya da en az üç çocuk hedefinin önündeki en büyük engel olan sezaryenle doğumun ticari tarafı olduğu çok net halbuki. Şu günlerde davası görülen Yenidoğan Çetesi skandalı patlak verdiğinde, bu köşeye konuşan eski bir başhekimin şu tespitlerini hatırlatmak gerekiyor: "Sezaryende artışın nedeni yoğun bakım servislerinden kazanılan paradır. Çünkü suni sancıyla başlayan süreç ameliyatla sonuçlanıyor. Sezaryen olunca strese giren bir bebek ciğerleri ve organları doğum kanalından geçip temizlenemediği için 'Apgar' dediğimiz skoru düşük kalıyor ve yoğun bakıma alınıyor. Bu arada anne de ameliyat olduğu için ödeme farkı artıyor, itiraz da edilemiyor."