Özgür Özel'in randevu alamadığı belediye başkanı

"Mişli, muşlu" yazıları ben de çok sevmem ancak kaynağım çok emindi. Açık kaynaklardan da araştırınca aktardıklarını teyit eden sonuçlarla karşılaştım.


Lakin taşların yerine oturması için biraz geri saracağım.


Kemal Kılıçdaroğlu, CHP liderliğini aslında İstanbul kongresinde kaybetmişti. Ekrem İmamoğlu ve ekibi amaçlarına "CHP'yi İstanbul'dan ele geçirerek" ulaştılar. Zaten ilk "şaibe" iddiaları da Ekim 2023'te yapılan ve Ekrem İmamoğlu'nun adayı Özgür Çelik'in 342 oyla kazandığı kongre sonrasında ortaya atılmıştı. Kemal Kılıçdaroğlu'nun adayı Cemal Canpolat ise 310 oy alabilmişti.
O günlerde CHP'den ve Kemal Beye yakın bir isim, "İstanbul kongresini kazanamazsak, kurultayı kaybederiz. Delege pazarı oluşur" demişti. Nitekim öyle de oldu.
İstanbul'daki ucu ucuna tablo bir ay sonra yapılan 38. Kurultay'da da ortaya çıkmış ve Özgür Özel ilk turu burun farkıyla önde tamamlamıştı. Kemal Kılıçdaroğlu ise inanılmaz bir baskıyla ve aslında delege eliyle yarıştan çektirilmişti.
Haliyle İstanbul kongresi CHP'yi İmamoğlu'nun güdümüne sokan en kritik eşikti. Öyle ki yerel seçimlerde yeni genel başkan, Kemal Kılıçdaroğlu'nu deviren Özgür Özel'in esamisi bile okunmadı. CHP'nin adaylarının tamamını neredeyse Ekrem İmamoğlu belirledi. DEM ile yürütülen Kent Uzlaşısı'nı en sert ve net gözeten CHP'li İmamoğlu'ydu. Öyle ki "seçilirsem DEM'liler belediyeden içeri giremezler" diyen Afyonkarahisar Belediye Başkanı Adayı Burcu Köksal'ı partiden kovmaya kalkıştı. Bu arada İstanbul'daki ilçe adaylarının kampanyalarını da Murat Ongun'un başında olduğu ekip yürüttü. Başarılı da oldular. CHP, 1 Nisan sabahı 39 ilçenin bulunduğu İstanbul'da, elindeki ilçe belediyesini 14'ten 26'ya çıkardı. Ekrem İmamoğlu'nun partideki saltanatı tescillendi ve "tek adam" dönemini İstanbul'dan başlatmıştı.
CHP'nin yerel seçimlerde birinci olmasının da etkisiyle Ekrem İmamoğlu'nun İBB Başkanlığı sembolikleşmişti. Bu nedenle de hızla, "Cumhurbaşkanı olmasının" yolunu açacak, erken genel seçim senaryoların üzerinde çalışmaya geçildi.

Kaynağım da teyit etti, plan şöyleydi: "İmamoğlu 2025 yılı içinde İBB başkanlığından istifa edecek, CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı olarak kampanyasını başlatacaktı."


İstanbul ne mi olacaktı İmamoğlu için Cumhurbaşkanı adayı olmak kadar borç batağına sürüklediği İstanbul Büyükşehir'den kurtulması da önemliydi. Kaynaklarını sömürmüş, parti dışından isimlerle kendi yolunu çizmişti.
Bu durumda İstanbul'u birine bırakacaktı. Bu isim de AK Parti'nin en fazla proje üreten ve kamuoyu oluşturan ilçe belediye başkanı Hilmi Türkmen'den Üsküdar'ı sürpriz bir şekilde kazanan Sinem Dedetaş'tı. Dedetaş daha seçilir seçilmez bu yola sokulmuştu bile. Ekşi Sözlük ve sosyal medyada kendisi için İBB başkanlığı zemini inşa ediliyordu. Seçilir seçilmez Rahmi Koç tarafından ziyaret edilmesi de "arkasında çok güçlü isimler var" dedirtmişti. Dedetaş da zaten Üsküdar'a tek bir çivi çakmadan İBB için hazır olduğunu, seçimlerden henüz 4 ay sonra verdiği bir söyleşide ilan ederek, "İstanbul'u yönetmeye talibim" demişti. Kendince İmamoğlu sonrası oluşacak isim borsasını da kapatmıştı.

Sanırım genel merkez ile ilk kriz de tam burada çıktı. Özgür Özel, Dedetaş'a açıkça tavır aldı ve medya araçlığı ile sert bir üslupla şöyle uyardı: "Hem çok erken hem çok gereksiz hem çok faydasız. Bir daha belediye başkanlarımız arasında böyle bir tartışma duymayacaksınız."


Özel, "erken" ve "gereksiz" dese de İmamoğlu cephesinin takvimi bu yönde işleyecekti aslında. Ancak soruşturma, gözaltı ve tutuklamalar İstanbul'daki hızlı değişimin önünü kapattı. İmamoğlu'nun gözaltına alınması ve tutuklanması sürecinde; yerine geçmesi öngörülen, CHP içerisinde ve Saraçhane medyası çevresinde de konuşulan ilk isim Sinem Dedetaş'tı yine de. Ancak mevzuat buna müsaade etmedi. İBB Başkanı görevden uzaklaştırıldığı için yerine ancak meclis üyelerinden biri vekalet edebilirdi. İmamoğlu eğer istifa etseydi Dedetaş ya da bir başka ilçe belediye başkanı İBB'ye aday olabilirdi.
Buraya kadar taşları biraz oturttuğumu düşünüyorum. Şimdi gelelim, Özgür Özel'in İstanbul'a hâkim olma hamlelerinin boşa düşürülmesine...
Özgür Özel iki aydır İstanbul'da zaten. Lakin belirli meydanlardaydı. Saraçhane'de başladı, Maltepe'ye gitti. Şişli'ye döndü ve şimdilerde bazı ilçeleri dolaşıyor. Lakin bazı belediyelere hiç gitmedi, ziyaret etmedi. Başkanlarla görüntü vermedi. Sosyal medyadan baktım; Şişli, Maltepe, Beyoğlu ve Beykoz belediyelerine gitmiş, başkanlarla görüşmüş.
Kaynağımın aktardığına göre Özgür Özel, geçtiğimiz haftalarda Üsküdar Belediyesini ziyaret etmek istemiş. Ancak "randevu" alamamış. Evet, yanlış duymadınız, Sinem Dedetaş kendisini kabul etmemiş. Genel Merkez ve Özgür Özel kanadı şoke olsa da bu tavrı normal karşılayanlar olmuş.
Üsküdar sembolik bir ilçe. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ikametgah adresi. Fatih ilçesi ile muhafazakarların kalesi. CHP'nin Sinem Dedetaş ile Üsküdar'ı kazanması herkese, her kesime sürpriz oldu. Ancak Üsküdar'da işler iyi gitmiyor. Dedetaş'ın pozitif seçim kampanyasının zerresi yok sokaklarda. Hizmette geri gidiyor. Marjinalleşiyor. Sosyal tesislerdeki havuzların kadın-erkek karışık hizmete alınması, belediye binasında,