En büyük silahları para, iyi örgütlenme, bilim ve medya. Film, dizi, reklam, eğitim ve tıp alanlarında çok büyük yatırımları var. Ciddi lobicilik faaliyetleri yapıyorlar. Kimden mi bahsediyorum Eşcinselliği normalleştirmek için ve bu anormal yaşam biçimini gençlere dayatan LGBT lobisinden Böyle bir lobi var mı peki Olmadığını kimse iddia edemez. Varlığını ispat etmek için komplo teorilerine falan da gerek yok. LGBT lobisi tüm dünyada dört bir koldan faaliyet yürütüyor.Konusu, öznesi LGBT dayatması olan bu kaçıncı yazım saymadım. Bundan sonra daha kaç yazı yazacağımı da bilmiyorum. Bu lobinin en çok korkutan ve etkileyen faaliyetleri ise dayatmanın direkt çocukları hedef almış olması.Aile kurumunun zayıflatılması ve anne-babanın rollerinin zayıflatılmasından sonraki aşamaya geçildi aslında. Üçüncü adım olan, 'çocukların cinselleştirilmesi', sözde cinsel haklarının olduğu ve bunun insan hakkı olarak değerlendirilmesi gerektiğini tüm dünyaya yedirmeye çalışıyorlar. Savunmasız ve etkisiz bırakılmış ailelerin çocukları bu şekilde çalınıyor, istismar ediliyor.Amerika, Kanada, Almanya ve birçok Avrupa ülkesinde çocukları önce cinsiyetsizleştirmek ve sonra da eşcinsel yapmak için devreye sokulan eğitim-öğretim uygulamalarını hayretle izliyoruz. Lakin Türkiye özelinde konuşursak izleme ve eleştirmenin hiçbir faydası yok. Eğer bir eğitim uygulaması ABD'de deneniyor ve örneğin Almanya'da yürürlüğe giriyorsa (Berlin'de açılan LGBT kreşi), bu sapkınlığın Türkiye'ye taşınmak isteneceğinden şüphemiz olmasın. CHP'li Feyza Altun'un "Trans çocuklar vardır" paylaşımını da öylesine yapılmış bir çıkış olarak 'okumamak' gerekiyor. Birçok koldan dalga dalga gelerek gençleri kuşatan, zihinleri işgal eden bir dayatma söz konusu. Toplumda tamiri zor ve geri dönüşü neredeyse imkansız bir tahribat açacağını Amerika'daki bazı eyaletler üzerinden gözlemleyebileceğimiz LGBT dayatmasına karşı harekete geçmek, devletlerin, siyasilerin ve yasa yapıcıların kadar ailelerin de mecburiyeti artık. Bana kalırsa ilk başta aileler harekete geçmeli. Aileler güçlü bir irade ortaya koyarsa, devlet de hükümet de irade ortaya koyarlar. Geçtiğimiz yıl İstanbul'da başlattığımız Büyük Aile Yürüyüşü böyle bir farkındalığa neden oldu. Toplumdaki tepkiyi, tedirginliği gören siyasetçiler harekete geçmeye başladılar. Cumhurbaşkanı Erdoğan LGBT dayatmasına karşı net tavır alınacağını sık sık vurguluyor. Yeni dönemde yasal düzenlemeler olmasını bekliyoruz. Çünkü yürütülen çalışmalar var.Ancak sadece yasa yetmez. Çocukları LGBT dayatmasından kanunlar tek başına koruyamaz. Bilinçli anne-babalar ve tehlikenin farkında olan öğretmenlere çok fazla ihtiyaç var. Çocuğunu ve geleceğini düşünen, dert edinen herkes bu mücadelede mutlaka inisiyatif almalı.Geçtiğimiz Pazar günü 'Büyük Aile Buluşması'nın ikincisini yaptık. Yine Fatih'teki Saraçhane Parkı'nda buluştuk ve Beyazıt Meydanı'na sessizce yürüdük. Sadece duyurularla, kimseleri taşımadan binlerce aile katıldı. Görüp görülebilecek en medeni, en kreatif ve insan odaklı eylemlerden biriydi. Anne-babalar pusetlerinde bebeklerle geldiler. Ellerdeki pankartlarda çok anlamlı mesajlar yazılıydı. Sessizce yürüyüp, sessizce dağıldık. Gerçekten de büyük bir aile fotoğrafı verdik. Yürüyüş öncesinde, bu buluşmayı 'nefret söylemi' diyerek kriminalize etmek