Kritik eşik: Nevşin Mengü haklı!

Ayşe Barım'ın sinema sektöründe kurduğu 'çağdaş feodalite'ye isyan edenlerin anlattıkları da yukarıdaki dizi seti sokağı analizini fazlasıyla teyit ediyor zaten. Bu durumda birçok oyuncunun esaret altına alındığından haberdar dahi olmadıklarını söyleyebiliriz. Bu çıkarım bir "savunma" olamaz elbette. Ancak Kültürel İktidar tartışmasını, mahallelerin mevcut durumu üzerinden de yapmalıyız. Kimler daha çok ve derinlemesine okuyor Kimler araştırıyor Kimler nerelerde sosyalleşiyor İnsani ilişkiler ne durumda Vakıflar, dernekler neler yapıyor İdealler, hedefler, gayeler hangi yönde Mesela kimler büyük bir heyecanla yeni kitaplar basıyor, içerikler üretiyor ve bunları okutup, izletiyor. Ya da ideolojik tartışmalar, çatışmalar ne seviyede

Şimdi aktaracaklarım şahsi gözlemim ve uzun zamandır çok fazla kişiyle konuşuyorum. Hak verenler de var, "henüz erken" diyenler de. Demem o ki; okuma, yazma, sanat üretme ve düşünceye değer verme disiplini mahalle değiştiriyor. Hem de çok kritik bir eşikteyken. GZT'nin son beş yılda açtığı yol ve gördüğü ilgiyi ölçü sayabiliriz. 'Tabii' dizilerinin izlenme rekorları kırması, Tophane'de açılan "Adil-i Mutlak" hüsnühat sergisinin yoğun ilgiden dolayı 20 gün uzatılması da önemli bir veridir. Dindar aile çocuklarının yüksek öğrenimdeki bölüm tercihleri; müziğe, tiyatroya, medyaya ve sinemaya ilgileri ortada. Teknofest'in açtığı çığırı zaten gözlemliyoruz. Potansiyel ortada. O halde Kültürel İktidarın el değiştirmesi kaçınılmaz. Çünkü karşı tarafta da geriye gidiş söz konusu.Bakın kritik eşik neydi biliyor musunuz Hatırlayalım, birkaç yıl öncesine kadar İslami camianın gençlerini; değerlerinden ve gelenekten uzaklaşmakla suçlayan, misal ateizmin ve eşcinselliğin imam hatiplerde bile yaygınlaştığını iddia eden, buna paralel AK Parti'yi inşa eden zeminin kaydığını söyleyen yorumlar bir anda her tarafı sarmıştı. İnsanları kendi çocuğundan şüpheye düşürecek kadar etkili olmuştu yapılan tezvirat. Yurt dışından fonlanan medyanın arşivi böylesi haber, rapor ve analizlerle, sahte röportajlarla dolu. Bugün yeniden tartışmaya durduğumuz "Kültürel İktidar" da tam olarak; iddiasını kaybetmiş, cesaretini yitirmiş, ne olursa olsun başaramayacağına inanmış, kendini, değerlerini, inancını inkâr edecek bir ezikliği dayatıyordu. Çünkü ekosistemlerindeki büyük boşluğu en iyi onlar biliyor, görüyorlardı. Özgürlük tanrısına tapındıran Netflix dizilerini tek gecede izlemeyi sosyalleşme aracı, ofansif mizah rezaletini kültürel etkinlik, yapay zekâ uygulaması kullanmayı yetenek sayan bir kitle inşa etmişlerdi. Bu arada İngilizceyi çok iyi bilmek ve aksanlı konuşmak da kimseye artı yazmıyordu artık. Kartal İmam Hatip mezunu