Filo Günlükleri: Dünyanın yükü 'İnsani Milletler'in omuzlarında

İtalya'daki 9'uncu günümüzü de geride bıraktık. Sicilya'daki limandan halat çözmemiz ertelendi yine. Barselona'dan kalkan tekneler Tunus'a önceki gün vardılar. Filo'nun Barselona ve Tunus kafilesi yola koyulduklarında bizlerin de hareket vakti gelmiş olacak. İtalya'daki tekneler hazır. Dün yazmıştım, üzerlerine çıktık. Mürettebat eğitimlerimizi aldık. Açılmaya hazırız, sadece vaktimizi bekliyoruz.

HALAT ÇÖZMEK İÇİN İKİ SENARYOMUZ VARDI

Sumud'un Avrupa Delegasyonu İtalya'dan çıkışımız için iki senaryo üzerinde durdu. Ya açık denizde, bizden iki gün geride olan Tunus'tan gelecek kafileyi bekleyecektik ya da karada limanda bekleyip, Filo, İtalya karasularındayken yola koyulacaktık. İlk senaryonun hem maliyeti hem de deniz üzerinde beklemenin riskleri dikkate alındı. Bu nedenle de karadaki pozisyonun korunmasına karar verildi. Tüm bu makul planlamaların farkında olmamıza rağmen sabırsızlanıyoruz da. Çünkü çoktan açık denizde olmamız gerekiyordu. Şimdi ise hemen her sabah kesin çıkış tarihimize dair yeni gelişmeleri dikkate alarak eğitimlere devam ediyoruz. Net olan ise şu: Çok sayıda ülkeden ve önemli kısmı Türkiye'den 300'e yakın aktivistin bulunduğu Tunus'taki teknelerin halat çözmesi bizim de yola çıkacağımız anlamına geliyor. Gözümüz-kulağımız Sicilya'nın karşı kayısında…

BİZİ YORAN TEK MESELE: BELİRSİZLİK

Günlerimiz nasıl mı geçiyor Avrupa Delegasyonu bizleri burada hiç boş bırakmıyor. Normalde teorik ve pratik derslerimiz bitmesine rağmen eğitimlere devam ediyoruz. Bu sayede sivil ve şiddetsiz eylemlere dair farklı uygulamaları öğreniyoruz. Çok uluslu bu oluşumun organize edilmesi üzerinden tecrübeler kazanıyoruz. Avrupa'da, Gazze özelinde vücut bulan ve her geçen kitlesi genişleyen yeni nesil aktivizmin motivasyonunu gözlemliyoruz. Cumartesi-pazar dahil eğitimlere devam ettik. Pazartesi yeniden kilisede buluştuk ve delegasyon görevlileri ile aktivistler olarak bu zamana kadar ortaya çıkan tabloyu gözden geçirdik. Zihinlerde yanıtı aranan çok fazla soru var. Hareket zamanının ertelenmesi henüz belli olmayan dönüş tarihini de ileriki günlere taşıdıkça, bu belirsizliğin nedeni merak ediliyor. Avrupa Delegasyonu bu hususta tatmin edici bir yanı vermedi açıkçası. Onlar Tunus'a odaklandılar. Bu durumda ülkesine, işine veya eğitimine dönmesi gerekenler olacaktır. Şimdi bu yöndeki bildirimler dikkate alınarak listeler elden geçiriliyor.

ÜÇ-DÖRT GÜNDE BİR EV DEĞİŞTİRİYORUZ

Bizler ise Türkiye'den gelen kafile olarak denize açılmaya odaklandık. Kiraladığımız evleri üç dört günde bir değiştirmek zorunda kalsak da düzenimizi hemen kuruyoruz. Birbirimize çok yardımcı oluyoruz. Uyum içerisindeyiz. Önceki akşam limandan çıkışın yine ertelendiği haberini alınca moralimiz bozuldu haliyle. Kafilemizdeki deneyimli Aktivist ve Avukat Gülden Sönmez, "Her şeyde bir hayır vardır. Gazze yolundaki bu gecikmenin de hem Gazze hem de Filo için mutlaka faydasını göreceğiz" dedi. Evet Gazze soykırım altındayken geçen her saniye insanlık için büyük bir gecikme demek. Öte yandan tüm dünyada güçlü bir kamuoyu da oluşuyor. Sumud Filosu'nu destekleyen kara eylemleri artıyor, Gazze'ye duyarlı olan herkes bu yolculuğu büyük bir dikkatle ve insani sorumlulukla takip ediyor.

GAZZE YOLUNDA BM BİNASI ÖNÜNE DE DEMİRLEYECEĞİZ

Hesaplarıma göre bizler Gazze açıklarına doğru seyrüseferdeyken Birleşmiş Milletler Genel Kurulu başlamış olacak. Yani Küresel Sumud Filo'su eş zamanlı olarak BM binasındaki Genel Kurul salonuna da demirlemiş olacak. Bu hareket her ne kadar sivil ve politik yönü olmayan bir misyonla hareket etse de devletleri, liderleri ve siyaset yapıcıları da baskı altına alarak, bazı kararların alınmasının fitilini ateşleyecektir. Doğrusu benim böyle bir beklentim oluştu. Geçtiğimiz yıl Eylül ayındaki BM 79. Genel Kurulu'nu New York'ta takip etme imkanım olmuştu. Gündem, büyük oranda Gazze'ydi ve liderler önemli açıklamalarda bulunmuştu. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ise BM'nin İsrail'e müdahale etmesi için "Barış İçin Birlik" kurma yetkisini devreye sokması gerektiğini vurguladığı konuşmasında uluslararası siyasete yeni bir kavram kazandırarak, İsrail'in "insanlığın ittifakı" ile durdurulması gerektiğini söylemişti.

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER'İN ATALETİNE KARŞI: "İNSANİ MİLLETLER"

Üzerinden tam bir yıl geçti. Amerika'da başkan değişti. Bu yeni durum siyasi hizalanmalara neden oldu. Ancak Gazze'deki İsrail soykırımı şiddetini daha da artırdı ve tam işgal başladı. BM ise Gazze'deki soykırımı durdurmak için İsrail'e müdahale edebilecek barış için birlik gönderme yetkisini kullanmak gibi somut bir adım atmadı. İnsanlığın ittifakı ise devletlerin ve politikacıların dışında inşa ediliyor. Global Sumud Filosu bir insanlık ittifakıdır. Tam burada bu sivil misyona bir kavramla katkı sunmak istiyorum. Birleşmiş Milletler'in (United Nations) ataletine karşı, devletlerden bağımsız, vicdan eksenli bu sivil ittifakı "İnsani Milletler" (Humane Nations) olarak tanımlamalıyız. BM'nin bir halkı yok eden acımasız soykırım karşısında çaresizliğini ilan eden pasif duruşu üzerine; adına "İnsani Milletler" diyebileceğimiz oluşum harekete geçmek zorunda kaldı ve şimdi Akdeniz'den harekete geçiliyor.