Nihayet Augusta Limanı'ndaki son saatlerimiz... Tam 11 gündür karada süren bekleyişin ardından, karadaki son yazımı kaleme alıyorum. Siz bu satırları okurken, bir mâni olmazsa teknelerimiz halat çözmüş olacak. Karışık duygular içerisindeyiz. Teknelerimiz belli oldu ve bizleri hem büyük bir heyecan sardı hem de aynı Filo'da olsak da ayrı düşecek olmanın hüznüne kapıldık. Gurbette olmanın da etkisiyle son iki gündür duygusal yoğunluklarımız arttı. İnsanız, insanlık için yollardayız. Bunlar olacak. Allah bize Gazze yolunda, normal şartlarda asla oluşmayacak bir dost ve muhabbet ortamını yakalamayı da nasip etti.
İtalya'ya 31 Ağustos günü geldik. Altı kişiydik, bizden iki gün önce gelen doktorlarımızla buluştuk ve 9 kişi olduk. Eğitimler hemen ertesi sabah başladı. Doğru bir karar vererek eğitim aldığımız kiliseye çok yakın bir noktadan ev tutmuştuk. Yoksa 45 kilometre uzaklıktaki Katanya'da otellerde de kalabilirdik. Hem bir arada olmak hem de eğitim yerine yakınlığından dolayı yerinde bir tercih oldu. Bu nedenle günlük en az 3 saatimiz yollarda geçmedi. Dersten evimize, evden dersimize gittik geldik. Bu arada denize açılmamız ertelendikçe kaldığımız evden çıkmak ve yeni bir eve geçmek zorunda kaldık. İyi de oldu, doktorlarımızla birleştik. Üç kez ev değiştirdik. Hiç panik yapmadık. İşlerimiz hep rast geldi. Mütevazılıktan, vasatlıktan taviz vermedik. İsraf etmemeye özen gösterdik. Paylaştık. Dayanıştık. Herkes, herkes için tüm fedakarlıklarını ortaya koydu. Gülden Sönmez ile Semanur Sönmez Yaman ablalarımız bir yandan saha tecrübelerini bizlere aktardılar bir yandan da evlerdeki düzenimizi kurdular. Ablalıklarını fazlasıyla gösterdiler.
Gaziantep'ten aramıza katılan Yaşar Yavuz'un bu kafilede olması hepimize çok iyi geldi. Anılarını, 28 Şubat'ta yaşadığı acılarını anlattı. Ağlattığı kadar gülümsetti de. Direniş şiirleri okudu bize. Gazze yolunda moralimizin, motivasyonumuzun ana damarı oldu. Her sabah kalkıp 9 çocuğu ile tek tek konuşarak geride kalanları ihmal etmememiz gerektiğinin dersini verdi.
Kafilemizdeki herkesi tek tek sayfa sayfa yazmak isterim. Öyle bir hukuk oluştu aramızda. Silinemez izler bıraktılar.
Dün Doktor Ergün Akpınar'ın dönüş biletiyle birlikte kariyerini de yaktığını aktarmıştım. Diğer doktorlarımız da fedakârca buradalar. Ortopedist Halil Rıfat Çanakçı, Mavi Marmara yolcularından. Bu yola ikinci kez düşüyor. Sakin, yapıcı ve her sorunumuza çözüm üreten yaklaşımı ile bu ekibin gizli otoritesi oldu Halil Bey.
KBB Profesörü Haşmet Yazıcı Bey ise en sıcak kanlımız. En cevvalimiz. Ben böyle sosyal ve iletişime açık doktor olarak Haşmet Bey'i gördüm. Her işin ucundan tutması bir yana, bizleri mental olarak hep diri tuttu.
Psikolojik Danışman Abdussamed Turan ekibimizin en genci olarak şoförlük vazifesini üstlendi. Sağa sola gitti. Bana yardımcı oldu. Cesur olduğu kadar gazeteciliğe inanılmaz yatkın. Hepimiz bu yolculukta yeni yetenekler kazanarak döneceğiz, Abdussamed de içerik üreticisi olacaktır.
Ekibimize Ankara'dan katılan Abdulhamit Yağmurcu ağabeyimiz ise bu birlikteliğimizin imamlığını üstlendi. Sabah namazlarından sonra bizlere tefsir dersleri verdi. Cemaatle kıldığımız namazların lezzetini anlatamam.