Filo Günlükleri -31: Gazze ufukta, İsrail'in önündeki kâbus listesi

Sizlere önceki gece yaşadıklarımızı anlatacağım ancak hemen ifade edeyim, bu satırları yazdıktan (18.10) sonraki saatlerin bizlere neler göstereceğinden emin değiliz. Gazze'ye çok yaklaştık ve bu nedenle yavaşladık da. İsrail'in daha önceki gemilere müdahale ettiği sulardayız ve Gazze bize an itibarıyla 85 deniz mili uzaklıkta. Durmadan ilerlesek saatler içinde varmış oluruz. Bu nedenle 1 Ekim'i 2 Ekim'e bağlayan gece, Sumud Filosu için en kritik zaman dilimi olacak. Her an her şey olabilir.

Bakın açıkça ifade edeyim: İsrail hiç olmadığı kadar köşeye sıkıştı. Bu sivil deniz misyonu, adeta elini kolunu bağladı. Bir aydan fazla zamandır yolda olan Filo'ya önce çok sert müdahale edeceğini, aktivistleri uzun hapis günlerinin beklediğini duyurdu. Tehditlerin ardı arkası kesilmezken Tunus'ta tekneleri vurdu. Filo durmayınca bu sefer Girit Adası açıklarında, Yunanistan'ın arama kurtarma sahasında 10 tekneyi daha hedef aldı. Tepelerimizde bombalar patlattı. Bu sabotaj, Filo'yu üç gün alıkoysa da tarihin en geniş katılımlı sivil misyonu yoluna devam etti. Şimdi 5 gündür açık denizlerdeyiz ve Girit'ten sonra çıkacağımız tek kara parçası olan Gazze'ye milim milim yaklaşıyoruz.

İsrail bu Filo'yu öncelikle karadan durdurmak için her yolu denedi. Tehditlerinin, itibarsızlaştırmaların paniğe neden olacağını düşündü, olmadı. Bombalı sabotajlardan sonra aktivistlerin korkup kaçacağını sandı, teknelerden tek bir kişi inmedi. Son olarak İtalya kartını sahaya sürdü ve Meloni hükümeti üzerinden, Filo'daki İtalyan vatandaşlarını geri çekme hamlesi yaptı. Ancak İtalyan aktivistler, -ki aralarında çok sayıda kaptanımız da var-, bu baskıya kararlılıkla direndi ve teknelerdeki yerlerini korudu. Onlar gitseydi, bu Filo yoluna böylesine güçlü devam edemezdi.

Dün gece ise İsrail, Sumud Filosu'na ilk defa denizden temas etti. Kendini gösterdi. Fırkateyninin Girit civarında olduğu biliniyordu ancak hiç görülmemişti. Sabaha karşı 03.30'da, Gazze'ye 150 mil uzaklıktayken ana gemimiz Alma'nın etrafında hayalet gibi bir bot belirdi. Gecenin zifiri karanlığında sinsice gelen bu araç, güvertesi dümdüz, insansız bir deniz aracıydı. Bu dijital hayalet, Alma'ya siber sabotaj amacıyla gelmişti. Etrafımızda dönerken gemideki telefonlar kilitlendi, kameralar kapandı. Bu, iletişimi keserek bizi denizin ortasında yalnız ve savunmasız bırakmayı amaçlayan bir siber saldırıydı.

İsrail'in askeri doktrini, doğrudan çatışmadan önce psikolojik yıpratmaya dayanır. Hedefindekileri şaşırtmak, paniğe sevk etmek ve bu şaşkınlığın ortasında amacına ulaşmak ister. İşte bizler günlerce bu yöntemlere karşı eğitim aldık. Pasif direnişi en güçlü şekilde sergilemenin ilk kuralı şoke olmamaktır. İsrail günlerdir deniyor ama teknelerdeki hâkim atmosfer sakinlik. Elbette anlık bir telaş oluyor, fakat kısa süre sonra yerini soğukkanlı bir kararlılık alıyor.

Gazze'ye çok yaklaştık ve İsrail'in işi bu kez gerçekten çok zor. Dikkat edin, İsrail bu Filo'ya üç kez sabotaj düzenledi ve üçünde de kimliğini gizledi. Faillerin arkasında o olduğu bilinse de resmi olarak hep "olağan şüpheli" olarak anıldı. Hem bombalar atarak tehdit etti hem de gün doğmadan kaçtı. Neden mi Çünkü İsrail'in karşısında sadece sivil, barışçıl, silahsız ve yükü bebek maması olan bir filo yok. İsrail, bu Filo'yla birlikte muhatap olmak zorunda kalacağı 47 ülkenin vicdanıyla karşı karşıya.

Kayıtlara geçmesi için Filo vatandaşları olan ülkeleri yazayım, ardından İsrail'in asıl korkusuna devam edeceğim: Çekya, Danimarka, Almanya, Hollanda, Birleşik Krallık, Belçika, İrlanda, Lüksemburg, İsviçre, ABD, Meksika, Kolombiya, Arjantin, Uruguay, Brezilya, Fas, Moritanya, Cezayir, Tunus, Güney Afrika, Fransa, İspanya, İtalya, Portekiz, Polonya, İsveç, Norveç, Finlandiya, Avusturya, Litvanya, Slovakya, Hırvatistan, Sırbistan, Yunanistan, Bulgaristan, Türkiye, Ürdün, Kuveyt, Bahreyn, Umman, Maldivler, Pakistan, Japonya, Malezya, Endonezya, Avustralya ve Yeni Zelanda.

Bu liste, sıradan bir katılımcı listesi değil. İsrail'in diplomatik kâbusunun 47 maddelik özeti aslında. Filoya yapılacak kanlı bir müdahale, sadece aktivistleri değil, bu 47 ülkenin kamuoyunu da doğrudan hedef almak anlamına gelir. Hadi Amerika'yı geçelim… İsrail, Birleşik Krallık'tan Japonya'ya, Almanya'dan Brezilya'ya onlarca ülkeyle aynı anda diplomatik kriz yaşama riskini göze alabilir mi İşte bu yüzden gizli sabotajları, isimsiz tehditleri tercih ediyorlar. Çünkü bu Filo'nun en büyük gücü, taşıdığı yardım malzemesi değil, temsil ettiği bu küresel vicdan ittifakıdır. Saatler ilerlerken Akdeniz'de sadece tekneler değil, 47 ülkenin onuru ve İsrail'in diplomatik aklı da Gazze'ye doğru son bir teste giriyor. Bu sessiz bekleyiş, fırtınanın en gürültülü anı olabilir. Çünkü bu geceden sonrası Gazze…