'Bravo Tarkan!'

Seçimlere 16 aydan fazla bir zaman var. Muhalefetin son iki yıldır yaptığı erken seçim baskısı bir işe yaramadı. Sosyal medyada yapılan sahte etiket kampanyaları zemin bulamadı. Toplumda böyle bir beklenti oluşmadı ve hesaplar 2023'ün Haziran ayına göre yapılıyor artık. Türkiye'nin 13. Cumhurbaşkanı seçilecek. Cumhur İttifakı'nın adayı belli. AK Parti, MHP ve BBP'de üzerine konuşulmuyor bile. Zaten Devlet Bahçeli "adayımız Cumhurbaş-kanımız Recep Tayyip Erdoğan'dır" diye birçok kez ilan etti.Diğer yandan, Erdoğan'a karşı CHP öncülüğünde yeni bir ittifak masası kuruldu. Aslında masaya güncelleme geldi diyebiliriz. CHP, Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçildiği iki seçimde de Erdoğan'ın karşısına ittifaklarla çıktı. 2014'te muhafazakâr kimliği ile bilinen Ekmeleddin İhsanoğlu aday gösterildi. 'Ekmek için Ekmeleddin' gibi hiçbir anlam verilemeyen bir sloganla seçimlere gidildi. Erdoğan sandıktan büyük bir zaferle çıktı. CHP 2018'de ise ortak adaydan, "dörtlü aday" ittifakına geçişin öncüsü oldu. Seçimleri ikinci tura taşıma ve sonrasında güçleri birleştirme planı yapıldı. Olmadı. Muharrem İnce, Meral Akşener, Selahattin Demirtaş ve Temel Karamollaoğlu'nun toplam oyları yüzde 47'de kalırken, Erdoğan yüzde 52,5 alarak ilk turda seçildi. Kemal Kılıçdaroğlu parti çevreleri ve tabanında çok ağır eleştirilerin muhatabı oldu. CHP Genel Başkanı olarak Erdoğan'ın karşısına çıkmaya cesaret edememekle suçlandı. Şimdi 2023'e giderken yine Erdoğan'a karşı güçleri birleştirme çalışmaları yapılıyor. Masa güncellendi demiştim. Bu sefer; 2014 ve hatta 2018 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Erdoğan'ın yanında yer alan, onun için oy isteyen, mitinglere katılan Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan da oturdu masaya. Dikkatinizi çekiyordur. Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'düşmanımın düşmanı dostumdur' siyaseti, CHP politikasına dönüştü. Tam bir hesap kitap ittifakı. Herkes biliyor ki; bu genel başkanlar, Erdoğan aday olmasa asla bir araya gelemezlerdi. Şu anda yuvarlak bir masanın etrafında değil de her biri kendi başına Cumhurbaşkanı adayı olmak için kıyasıya yarışa girmişlerdi. Aslında o masa partilerin de masası değil. Masayı partiler değil, Erdoğan karşısında kendisini şanslı göremeyen genel başkanlar kurdu. Biri arka planda yedi partinin genel başkanı, Erdoğan'ın seçilememesi için tüm siyasi rezervlerini kaldırdı. Söylemlerini askıya aldı. Güçlerini birleştirdi. CHP'nin mihmandarlığında oluşturulan ittifakın genel başkanları 28 Şubat'ta kamuoyunun önüne nasıl bir bildiriyle çıkacaklar bilmiyoruz. Neden "28 Şubat Mutabakatı" denildiği ise çok merak ediliyor. Öncesinde ise politik gündemin tam ortasından bir şarkı sesi yükseldi. Tarkan gibi Türk pop müziğinin dünyaca ünlü markası gayet politik, gayet siyasi göndermeleri olan vasat bir şarkıyla çıktı karşımıza. Kendisi her ne kadar 'pandemi için yazdım' diye manevra yapsa da şarkısının vermek istediği mesajı herkes gayet net anladı. Tarkan gibi bir marka, tüm müzik kariyerini bir kenara itip siyasi rol üstlendi. Sloganı, adı sanı henüz netleşmeyen bu altılı masanın formasıyla sahaya çıktı. Erken seçime götüremeyen muhalefet Tarkan'ın erken gelen seçim şarkısı ile pek mutlu oldu. İlk paylaşan Meral Akşener