Türkler, Filistin'i 8 asır yönetti

Yahudi tarihçiler, Filistin ve Kudüs'ü tarih boyunca uzun süre kendileri yönetmişler ve büyük imparatorluklar kurmuşlar gibi bir hava ve algı yaratırlar. Halbuki Filistin'i yaklaşık 800 yılla en uzun süre yöneten Türklerdir. Tarihteki en büyük Yahudi Krallığı da Osmanlı'nın Kudüs Sancağı büyüklüğündedir

Kısa bir süre önce Netanyahu'nun Silvan (Siloam) Kitabesi'ni Türkiye'den istemesi gündeme gelmişti. Bu kitabe, siyonist ideolojiye tarihi meşruiyet kazandırmak için kullanılmak isteniyor. Tarihi bilgileri tahrif ederek kurgulanmış geçmişten, geleceği inşa etmek istiyorlar. Ancak tarihi gerçeklere göre Yahudilerin Filistin ve Kudüs hâkimiyeti çok uzun olmamıştır.

KATLİAMDAN HUZURA
Yahudiler, Hazreti Davud (MÖ 1010-970) ve Hazreti Süleyman (MÖ 970-931) zamanında en kuvvetli dönemlerini yaşadıktan sonra iç çekişmeler yüzünden ikiye bölündüler. Güneydeki devleti Asurlular, kuzeydekini de Babilliler ortadan kaldırdı. Babilliler, Milattan Önce 6. yüzyılda Yahudileri Babil'e sürdüler. Daha sonra Pers Krallığı'nın desteğini alan Yahudiler, Kudüs'e dönüp yıkılmış olan Süleyman Mabedi'ni yeniden ibadete açtılar.
Yahudi toprakları bir müddet sonra dünyanın ilk imparatorluğu olan Roma'nın hâkimiyeti altına girdi. Romalılar, Milattan Sonra 70'te Yahudileri Kudüs'ten sürüp Süleyman Mabedi'ni yıktılar. Yahudiler, Kudüs'e ancak 638'de Hz. Ömer'in şehri fethinden sonra girebildiler. Babilliler ve Romalılar tarafından tahrip edilen Kudüs, Hz. Ömer'in ihya ederek kutsiyet kazandırdığı bir şehir oldu. Kudüslüler de huzur ve adalete kavuştu.

TÜRKLERLE İLK TANIŞMA
Filistin, Mısır'da kurulan bir Türk devleti olan Tolunoğulları (868-905) zamanında Türklerle tanıştı. Mısır'da Tolunoğulları hanedanını kuran Ahmed bin Tolun, 878'de Filistin'i alınca Tolunoğulları'nın eline geçen Kudüs 27 yıl Kahire merkezli Türk devletinin idaresinde kaldı. 905-935 yılları arasında Abbasi hâkimiyetindeydi. 935-969 yılları arasında ise Muhammed bin Tuğç tarafından kurulan bir başka Türk devleti olan İhşidiler'in nüfuzu altına girdi.
Oğuz Türklerinden Kurlu Bey, 1069'da Kudüs'ü de alarak Filistin'de bir Türkmen beyliği kurdu. 1071'de Kurlu Bey'in ölümü üzerine bölgeye hâkim olan Atsız Bey, Abbasi Halifesi ve Selçuklu Sultanı Alparslan adına hutbe okuttu.
1098'de Fatımiler tekrar Kudüs'ü aldı. Ancak 1099'da bölgeye Haçlılar geldi. Haçlı işgali döneminde yapılan katliamlarla Hıristiyanlaştırılmaya çalışılan Kudüs, 1187'de Selahaddin Eyyubi'nin fethinden sonra üç semavi dinin mensupları için güvenli ve yaşanabilir bir yer hâline geldi. Şehir, Memlük ve Osmanlılar zamanında İslami kimliğini geri kazandı.

OSMANLI BARIŞI GELDİ
Filistin bölgesinden Haçlıların tamamen temizlenmesi Memlük Devleti ile oldu. Yavuz Sultan Selim, Memlük hükümdarı Kansu Gavri'yi 1516'da Mercidabık meydan muharebesinde mağlup edince, Suriye ve Filistin Osmanlı topraklarına katıldı. Osmanlı düzeni bölgeye hâkim oldu.
Filistin, Müslümanlar, Hıristiyanlar ve Yahudiler için de büyük önem atfedilen bir bölgeydi. Özellikle Kudüs'teki kutsal yerler paylaşılamıyordu. Hıristiyanlığın çeşitli mezhepleri bile birbirleriyle çatışma hâlindeydiler. Osmanlı İmparatorluğu'nun bölgeyi fethetmesinden itibaren Filistin'de de kendine özgü bir idari yöntem uyguladı. "Pax Ottomanica" adı verilen Osmanlı barışı bölgeye hâkim oldu.
Fetihle birlikte yeni otorite bölgede düzen ve güvenliği sağladı. Osmanlı yönetimi bölgede yaşayan bedeviler ve diğer aşiretleri denetim altına almakta önceki yönetimlerden daha başarılı oldu. Suriye, Mısır, Filistin ve Arabistan'ın fethiyle bölgenin tek bir devlet çatısı altında uzun süre savaşsız bir ortama kavuşması, buralarda ticareti canlandırıp şehirleri geliştirdi.

YOĞUN İMAR FAALİYETİ
Osmanlılar bölgeye özellikle de Kudüs'e özel ihtimam gösterdiler. Kanuni döneminde Kudüs'te büyük imar faaliyetleri gerçekleştirildi. Sultanın Kubbetü's-Sahra'nın restorasyonuyla başlattığı bu imar faaliyetleri bugün hâlâ ayakta olan surların inşasıyla devam etti. Beş yılda biten ve 3 kilometre uzunluğunda ve 12 metreyi bulan yüksekliğe sahip surların 34 kulesi ve 7 kapısı vardı.
Kanuni'nin şehri mamur edecek bir diğer projesi, şehrin ihtiyacı olan suyun getirilmesiydi. Padişahın zevcesi Hürrem Sultan da şehrin imarında etkili oldu. 1551'de yaptırdığı külliye de Kudüs'ün en önemli hayır kuruluşlarındandır. Cami, medrese, han, ribat ve imaretten oluşan külliye, Kudüs'teki Osmanlı eserlerinin önde gelenlerindendir. Osmanlılar sadece yeni yapılar inşa etmemişler, Memlükler'den ve önceki İslam devletlerinden kalan cami, medrese ve imaretler ile kapı ve surları da tamir ettiler.
Tarih boyunca birçok çatışmaya sahne olan Filistin'de Müslümanlar, Yahudiler ve Hıristiyanlar Osmanlı hâkimiyetindeki 401 yıl boyunca Türk bayrağı altındayken huzur ve adalet içerisinde yaşadılar. 19. yüzyılda Batılı güçler bölgeye el atınca Filistin ve Ortadoğu'daki diğer bölgelerde kaos başladı. 1917'de bölgenin İngilizler tarafından işgaliyle de kan ve gözyaşı dönemi başladı.


FİLİSTİN VE KUDÜS'E HÂKİM OLAN DEVLETLER
İsrailoğulları: MÖ 1000-MÖ 586 yılları arasında 414 yıl.
Babil İmparatorluğu: MÖ 586-MÖ 539 yılları arasında 47 yıl.
Persler: MÖ 539-MÖ 332 yılları arasında 207 yıl.
Makedonlar (Büyük İskender): MÖ 332-MÖ 323 yılları arası 9 yıl.
Helenistik Krallıklar (Ptolemaioslar, Seleukoslar): MÖ 323-MÖ 164 yılları arasında 159 yıl.
Haşmonaylar (Yahudi