Babilliler ve Romalılar tarafından tahrip edilen Kudüs, Hz. Ömer'in ihya ederek kutsiyet kazandırdığı bir şehir oldu. Kudüslüler de huzur ve adalete kavuştu. Müslüman hâkimiyetinden önce Kudüs'te Yahudiler yaşamamaktaydı. Romalılar tarafından Kudüs'ten sürülen Yahudiler, Hz. Ömer sayesinde asırlar sonra şehirde yaşamaya başlayabildiler
Filistin'in adı bilinen ilk sakinleri, Tevrat'a göre dünyanın en eski milleti olan ve İslam tarihçilerinin Arapların atası olarak kabul ettiği Amalika kavmi idi. Milattan Önce üçüncü bin yıldan itibaren Filistin'de yine Sami kavimlerden Kenanlılar, sahil kesimlerinde Fenikeliler, daha sonra da Aramiler görülmeye başladı. O dönemde İbrani diye anılan Yahudiler, Hz. İbrahim'le birlikte Kenan diyarına geldiler. Hz. Yusuf'la birlikte Mısır'a gittiler.
Hz. Musa tarafından Mısır'dan çıkarılarak Sina'ya getirilen Yahudiler, itaatsizlikleri sebebiyle 40 yıl çölde dolaştırılıp Kenan diyarına yeni bir nesille ancak Yeşu'nun (Yuşa) liderliğinde girebildiler. Yahudilerin Filistin bölgesindeki faaliyetlerini ve Müslümanlarla ilişkilerini Nuh Arslantaş'ın araştırmalarında teferruatlı olarak bulabilirsiniz. Ayrıca Lütfullah Karaman, Ömer Faruk Harman ve Fatma Akkuş Yiğit'in araştırmalarına da bakılabilir.
Zeytindağı'ndan Kudüs.
İKİ DEFA SÜRÜLDÜLER
İlk liderleri Saul'den (Tâlût-MÖ 1021-1000) sonra Yahudilerin başına geçen Hz. Davud (MÖ 1000- 970) Kudüs'ü alarak başkent yaptı. Yahudiler, Hazreti Davud'dan sonra Hazreti Süleyman (MÖ 970-931) zamanında en kuvvetli dönemlerini yaşadılar. Ancak devletlerinin büyüklüğü Osmanlı'nın Kudüs Sancağı kadardı. Filistin, Yahudi tarihindeki önemini Davud ve Süleyman peygamberler zamanında kazandı.
Yahudiler, Hazreti Süleyman'dan sonra iç çekişmeler yüzünden ikiye bölündüler. Kuzeyde başkenti Samiriye olan İsrail, güneyde başkenti Kudüs olan Yahuda krallıkları meydana geldi.
Güneydeki devleti Milattan Önce 720'lerde Asurlular yıkıp Yahudileri Asur topraklarının değişik yerlerine sürdüler. Kuzeydeki devleti ise Milattan Önce 586'da Babilliler ortadan kaldırdı. Babilliler, Yahudileri Babil'e sürdü. Daha sonra Pers Krallığı'nın desteğini alan Yahudiler, Kudüs'e dönüp yıkılmış mabetlerini yeniden ibadete açtılar.
Filistin bölgesi Milattan Önce 63'te Roma'nın hâkimiyeti altına girdi. Yahudiler, Roma'ya karşı birçok kez ayaklandılar. Romalılar, Milattan Sonra 70'te Kudüs'ü tahrip edip ikinci mabedi yıkarak Yahudileri sürmeye başladılar. 115-117'deki isyandan sonra Yahudilerin bölgedeki varlığı daha da azaldı. 132-136 yılları arasında meydana gelen isyan ise kalan Yahudilerin Kudüs'ten sürülmeleriyle son buldu. İkinci mabedin yıkılması Yahudi tarihinde büyük felaket olarak nitelendirilir. Mabedin yıkılması Yahudilik anlayışında köklü değişikliklere sebep olmuştur.
Babil sürgünü.
KUDÜS'E GİREMEDİLER
Romalıların sürgününden sonra Kudüs'te Yahudi kalmamıştı. Şehre girmeye kalkışan Yahudilere ölüm cezası konuldu. Romalılar, Kudüs'ü bir Roma şehri kimliğiyle yeniden inşa edip ismini "Aelia Capitolina" koydular. Yahudi mabedinin yerine de putperest tapınağı yapıldı.
İmparator Konstantin, Hıristiyan olunca Kudüs önem kazandı ve kiliseler inşa edildi. Konstantin, Yahudilerin Kudüs'ü ziyaretine izin verdi. Yahudiler şehre senede sadece bir gün (Tiş'a be-Av'da) girebildiler. "Lapis Pertusus" olarak anılan kutsal kaya Yahudilerin ziyaretine açıldı. Yahudilerin kayanın üzerinde ağlamasına ve yılda bir defa yağ sürmelerine izin verildi.
614'te Sasaniler, Yahudilerin yardımıyla Kudüs'ü işgal edip büyük bir Hıristiyan katliamı gerçekleştirdiler. 629'da Bizans şehri geri aldı. Tarihçi Theofanis'e göre Sasaniler'le işbirliği yapan Yahudiler, Kudüs'ün düşüşü esnasında 90 bin Hıristiyan'ın öldürülmesine destek olmuşlardı. Bu yüzden İmparator Heraklius, Yahudileri cezalandırıp onların Kudüs'e alınmaması ve yaklaştırılmaması konusunda bir emir yayınladı.
Romalıların Kudüs'ü yağması.