112 yıl önce Katar için İngiltere'yle karşı karşıya gelmiştik

11 Mart 1913'te Osmanlı Bakanlar Kurulu'nda Sadrazam Mahmud Şevket Paşa, "Irak'taki istikbalimiz için Katar gibi devlete hiçbir faydası olmayan yeri İngiltere'ye terk edelim" demiş, Küçük Said Paşa, Oskan ve Besarya efendiler ise bu düşünceye karşı çıkmıştı. Mahmud Şevket Paşa'nın günlüğünde yazdıkları, Osmanlı çökerken yönetimde yapılan zaaflar kadar devlet aklına sahip devlet adamlarının görüşlerini de ortaya koyuyor

19. yüzyılın ikinci yarısında Arabistan yarımadasında ve Körfez'de Osmanlı hâkimiyeti pekiştirildi. Katar, Osmanlı idaresinde kaza olarak teşkilatlandırıldı. Bahreyn'e hâkim olan İngilizler ise Katar'daki Osmanlı varlığını kendilerine bir tehdit olarak görüyorlardı. Özellikle Zubara'daki Osmanlı faaliyetlerinden endişeliydiler. Osmanlı yönetiminin Katar'daki idari yapılanmasını engellemeye çalıştılar.
Osmanlı yönetimi, Katar'da mahalli unsurlarla işbirliğine gitti. Es-Sani ailesini Katar'daki idari yapılanmada kullandı. Ancak kaymakam olarak tayin edilen Casim bin Sani zaman zaman başına buyruk davranarak Osmanlı yönetimiyle problem çıkardı. Osmanlılar ile İngilizler arasında bir denge kurmaya çalıştı.
Bölgede kabilelerin çekişmeleri ise hiç bitmedi. Katar'ın Osmanlı dönemindeki tarihini Zekeriya Kurşun'un "Basra Körfezi'nde Osmanlı-İngiliz Çekişmesi, Katar'da Osmanlılar" isimli önemli eserinden okuyabilirsiniz.


Katar'da Zubara Kalesi.

SADRAZAMA KARŞI ÇIKILDI
Osmanlı'nın son döneminde İngiltere'nin desteğini alabilmek için iki devlet arasında 1910'da İngilizlerle görüşmeler başlatılmıştı. Bu görüşmelerde Katar'ın statüsü de görüşüldü.
11 Mart 1913'te Bakanlar Kurulu'nda mesele gündeme geldi. Londra Elçisi Tevfik Paşa ile İbrahim Hakkı Paşa'nın raporları okunup tartışıldı. Dönemin sadrazamı Mahmud Şevket Paşa bölgenin önemsizliğini ileri sürerken eski sadrazamlardan ve dönemin Şûra-yı Devlet Reisi Said Paşa, Bayındırlık Bakanı Besarya Efendi ve Posta, Telgraf ve Telefon Bakanı Oskan Efendi ise sadrazama karşı çıktılar. Mahmud Şevket Paşa'nın günlüğünde yazdıkları Osmanlı çökerken yönetimde yapılan zaaflar kadar devlet aklına sahip devlet adamlarının görüşlerini de ortaya koyar.


Mahmud Şevket Paşa

Hareket Ordusu kumandanı ve sadrazam Mahmud Şevket Paşa, Osmanlı'nın son dönemine damga vuran isimlerdendir. Günlüğü Yılmaz Öztuna tarafından 1965'te sadeleştirilip, ilave ve çıkarmalar yapılarak Hayat Tarih Mecmuası'nda yayınlanmıştı. Yayın sırasında yapılan tasarruflar yüzünden de günlükte birçok yerde mana değişmişti. Ancak günlüğün orijinalini bulan Murat Bardakçı, 2014'te "Mahmud Şevket Paşa'nın Sadaret Günlüğü" adıyla neşretti. Mahmud Şevket Paşa, 11 Mart 1913 tarihinde günlüğüne Katar'la ilgili şunları yazmıştı:

'KATAR'IN FAYDASI YOK'
"Meclis-i Vükelâ'da (Bakanlar Kurulu) Kuveyt meselesi teferruatından Lynch (Dicle ve Fırat'ta vapur işleten İngiliz şirketi) meselesi ile Katar meselesi müzakere edildi. Şûrayı Devlet Reisi Said Paşa gerek bu iki meselenin ve gerek umum Kuveyt işinin Meclis-i Mebusan'da tasdik edildikten sonra kabulünü teklif etti. İngiltere hükümeti en serbest bir hükümet olduğu hâlde o suretle hareket etmiyordu. Bu örneği ileri sürdüm.
İngiltere meclisi ile bizim meclis arasında büyük fark olduğunu söyledi. (Küçük) Said Paşa mesuliyetten korkuyordu. Kendi zatına bir şey olmasın da varsın memleket ne olursa olsun politikası güdüyordu. Zaten geniş malumatıyla beraber bu tabiatta olduğu için kendisinden memleket cidden istifade etmemekte idi. Bazıları 'Bu memleketin kurtulması için Kâmil Paşa ile Said Paşa ortadan kalkmalıdır. Allah bunların canını almalıdır' diyorlardı.


Said Paşa

Said Paşa'yı istisna etmek istiyor idim. Lakin son günlerde aldığı vaziyet ve gösterdiği tereddüt ve korkaklık doğrusu beni de o sözü söyleyenlere hak vermeye sevk ediyordu. Irak'ın istikbalini temin için Katar gibi devlete hiçbir faydası olmayan ve hâkimiyetimize girdiğini ispatta hiçbir delile istinat edemeyeceğimiz yapılan tetkiklerden anlaşılan yarımadadan sarf-ı nazar etmenin hiçbir fedakârlık olmayacağını (Bayındırlık Bakanı) Besarya ve (Posta, Telgraf ve Telefon Bakanı) Oskan Efendiler ile beraber Said Paşa'nın anlamaması veyahut daha doğrusu anlamak istememesi beni pek çok müteessir ediyordu.
Lynch'i Almanlar sermayesine bil-iştirak bir Osmanlı kumpanyasına tahvil etmekte dahi bunların tereddüt göstermeleri pek tuhaftı. Bu mukavemet İngiltere ile Kuveyt işinde bir anlaşma yapmaktan beni vazgeçiremez idi. Mukavemeti kırmak ve daha doğrusu anlaşma imzalanması için her şeyi göze aldım."


Katar'ı gösteren bir harita.