90'lı yıllarda Ankara'da bir üniversite öğrencisiyken ders çıkışı sınıf arkadaşımla sahafları dolaşırdık. Benim gözüm ilk basım şiir kitaplarında; Ümit'in ise çizgi romanlardaydı. Bazen bu tura Arzu da katılır, alışverişimiz tamamlanınca tavşan kanı çay içerken sohbet ederdik. Ümit sözü dönüp dolaştırıp çizgi romanların üst kurmacasına getirirdi. O zamana kadar çok da ilgi duymadığım, benimsemediğim bir alana ait tarihsel ve toplumsal göndermeler karşısında şaşkınlık duyardım. izgi roman bilgim hafta sonları kimi gazetelerin verdiği Ret Kit, Superman, biraz da TenTen'den ibaretti. Bir de JF Kennedy ile ilgili bir çizgi roman okuduğumu hatırlıyorum; artık elime nasıl geçtiyse... Abdülcanbaz çok sık olmasa da gazeteden takip ettiğim ve eğlendiğim olağanüstü bir çizerlik mucizesiydi. Ancak o yıllarda özel olarak kitabını satın alıp okumamıştım.
***
24 Ocak kararlarının mimarı Özal 12 Eylül darbesi sonrasında iktidar olmuş; yerleştirdiği neoliberalizm her alanda memlekette tsunami etkisi yaratmıştı. Zaman içinde burjuva iktisatçılar ve politikacılarınca neoliberal düzenin ülkeleri refaha kavuşturma ve ekonomik krizleri ortadan kaldırma tezi yerle yeksan olmuştu ama bir kere ülkemiz için kapılar ardına kadar açılmıştı. David Harvey'in deyişiyle, "hâkim sınıfların iktidarını pekiştirmeye ve emekçileri daha beter bir sefalete sürükleme pahasına zenginleri daha da zengin etmeye yarayan bu program" ülkemizde etkisini hızla göstermeye başlamıştı. Bir anda burjuva adetlerine bile sahip olmayan görgüsüz yeni zenginler türemiş, yaz günü vizon kürkle gezenler Özal'ın papatyalarına dönüşmüştü. Özal henüz başbakan değilken katıldığı IMF toplantısında ünlü "Euromoney" dergisi, kendisine "Okumaya zaman buluyor musunuz" diye soruyor, "Eskiden zaman bulurdum, şimdi yalnızca Red Kit okuyorum" yanıtı 2 Ekim 1981 tarihli "Cumhuriyet" gazetesinin birinci sayfasına yerleşiyordu. Yalnızca Ret Kit okuyan bir başbakan onca aydının acı çekerek ülkeye kültürel birikimi yerleştirme çabasına bir anlamda nanik yapıyordu. Belki de bu nedenle çizgi roman bende o yaşlarda Özal fanatizminin bir sembolü olarak görünüyo, alerji etkisi yapıyordu. Oysa çizgi romanda dönemin başbakanının bile anlayamayacağı mitolojiden tarihe uzanan göndermeler yer alıyordu. Nitekim yıllar sonra Özal'la tek ortak yanımız Ret Kit'i sevmem oldu.
***
Bütün karalamalara karşın eline çizgi roman almayan yoktur. Bu rafine zevkin tadına varanlar ise kolay kolay vazgeçemez ondan. ok da kabul görmeyen, anne babalarca dudak bükülen, kimi eğitimciler tarafından görmezden gelinen, "işe yaramaz" olarak nitelendirilen, yatak altlarında, kitap aralarında saklanan çizgi romanın çekim alanına kapılanlar ise onu sahiplendi; imkânsızlıklara rağmen onun için adeta mücadele verdi. izgi roman da her defasında kendisini hakir görenlerin boynuna bağladığı yağlı urgandan kurtulmak istercesine, okuru sürükleyici kurmacası, üstün çizerliği, kişileştirmeyi karakter boyutuna taşıyan özgün yanı ve en önemlisi de yarattığı, herkesin ezbere bildiği kült karakterlerle sarsmaya devam etti. Bugün kim ne derse desin modernizmin başlangıcından itibaren kendini teknolojik imkânlarla geliştiren bir sanat dalı haline geldi. izerliğin matbaayla birleşip yaygınlaşması başlangıçta değer verilmeyen bu türün değerini sonunda okurun da çabasıyla teslim etti.