Söz kredi derecelendirme kuruluşlarının verdiği notlardan açılmışken, bu derecelendirme kuruluşlarının notlandırma hikayesine bakmakta fayda vardır.

Türkiye'nin uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarından not alma süreci, 1991 yılında başladı. Bu sürecin temelinde, 1989 sonrasında uygulamaya konulan sermaye hareketlerinin serbestleştirilmesi politikası vardır.

Bu dönemde Türkiye'ye önemli miktarda uluslararası sermaye girişi yaşanmış ve küresel piyasalardan borçlanma ihtiyacı olmuştu.

Bu durum, Türkiye'nin kredi notu almaya başlamasını zorunlu hale getirmişti.

İLK DERECELENDİRME NOTLARI VE 1994 EKONOMİK KRİZİTürkiye, derecelendirme piyasasına girdiği 1992 ve 1993 yıllarında Standard & Poor's (S&P) ve Moody's'ten yatırım yapılabilir seviyede (BBB) kredi notu alarak sürece olumlu bir giriş yaptı.

Ancak 1994 yılında yaşanan ekonomik kriz bu olumlu tabloyu tersine çevirdi.

Aynı yıl hem S&P hem de Moody's, Türkiye'nin notunu yatırım yapılabilir seviyeden (BBB) alıp spekülatif seviyeye (B+) düşürdü.

Fitch ise 1995 yılında benzer bir adım atarak Türkiye'nin notunu BBB seviyesinden BB- düzeyine çekti.

2012: YATIRIM YAPILABİLİR NOTUNA GERİ DÖNÜŞTürkiye 2002 sonrası gerçekleştirdiği ekonomik reformlar ve ekonomide iyileşen göstergeler sayesinde uzun süren bir dönemin ardından, 2012 yılında Fitch'ten yeniden yatırım yapılabilir seviye olan BBB notunu almayı başardı. Bu gelişmeyi 2013'te Moody's derecelendirme kuruluşunun aynı yöndeki not