Ar-Ge, ihracat ve ekonomik büyüme üçlüsü

Açıkçası Ar-Ge, ihracat ve ekonomik büyüme birbiriyle çok ilişkili olduğu kadar kişi başı gelirde artışın, ekonomik refahın ve yüksek gelirli ülkeler grubuna girmenin de anahtarıdır. Ar-Ge, ihracat ve ekonomik büyüme üçlüsünün çalışması ekonomide üretim yapısının değişmesi, üretilen ve ihraç edilen ürünlerin teknolojik seviyesinin yükselmesi, ihracatın yüksek seviyelere çıkması ve en sonunda da ekonomik büyümenin hızlanması anlamına gelmektedir. Bugün Ar-Ge için yüksek miktarda kaynak ayıran ülkelerin en fazla ihracat yapan ülkeler olması tesadüf değildir. Çünkü Ar-Ge çalışmalarında istihdam edilen beşeri sermaye, geliştirilen yeni ürünler ve kullanılan üretim teknolojisi ekonomik büyümenin temel kaynağı olmaktadır. Ar-Ge'ye yüksek miktarda kaynak ayıran ve yüksek teknolojik ürün üreten ülkelerin ürünlerinin daha çok tercih edildiği de ortada. Hatta üretilen teknolojik ürünler sayesinde, bu ülkelerin güçlerine güç kattıkları gibi küresel olarak dünya ekonomisinde yaşanan krizlerden de rahatlıkla çıkmalarına yardımcı oldukları da bir gerçektir. Bununla beraber, en fazla ihracat yapan ülkelerin gerçekleştirdiği ekonomik büyüme sayesinde, bu ülkelerin en yüksek kişi başı gelire sahip olmaları ve zengin ülke olmaları tesadüf değildir. ORTA GELİR GRUBUNDAN ÇIKMANIN ÇARESİ Birçok gelişmekte olan ülkenin yıllarca içinde bulunduğu orta gelir grubundan çıkamamasının sebebi de Ar-Ge, ihracat ve ekonomik büyüme üçlüsünün istenildiği ölçüde çalışmamasıdır. Ar-Ge, ihracat ve ekonomik büyüme üçlüsünün çalışması daha çok ihracat ve dış ticaret fazlası ve en önemlisi de düşük cari açık ve belki de cari fazla demektir. Cari açığın olmaması yani cari açığı düşürmek için