Eğitim kimin derdi

Aslında hepimizin derdi olmalı.

Çünkü bugün eğitilen çocuklar yarın bu toplumu yönetecek.

Geleceğimiz bugünün eğitimi ile biçimleniyor.

Ama ne görüyoruz

Eğitim en çok tarikatlarla cemaatlerin derdi olmuş.

Devlet okullarında "eğitim dinselleştiriliyor".

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin bu değişimi açıklıyor:

Müfredat sadeleştirilecek.

Kültürel birikim her ders konusuna işlenecek.

Değerler eğitimi yaygınlaştırılacak.

Her dereceli eğitimde, okulöncesinde, ilkokulda, ortaöğretimde din eğitimi artırılacak.

Her okulda mescit yapılacak.

Bunların hepsi de "dini referanslar" demek oluyor.

Okullara imamlar da gönderilerek din eğitimi yaptırılıyor.

Değerler eğitimi denen de İslam dininin Sünni inancı ve ibadetinin öğrencilerin zihnine yerleştirilmesi.

Buna karşı çıkmak "Ne yani, çocukların dinlerini öğrenmelerine karşı mısınız" tepkisine yol açıyor.

Oysa, "MEDRESELEŞMİŞ EĞİTİM" başka bir zihinsel duraklamaya yol açıyor.

Kutsanmış bilgi hiçbir sorgulamaya, hiçbir eleştiriye izin vermeyen bir "BİAT-İTAAT" baskısı yaratıyor.

Bu da OTORİTE karşısında EFENDİ-KÖLE ilişkisinin temelidir.

"LAİK BİLİMSEL EĞİTİM" ise

sorgulamayı,

eleştiriyi,

bilinenden kuşku duymayı,

araştırmayı,

denemeyi,

kanıtlamayı,

öğrenmek için zorunlu kılar.

Böyle eğitilen kişi ÖZGÜR DÜŞÜNEN YURTTAŞ olur.

Fark budur, olay budur, seçenekler bunlardır.

EĞİTİM KİMİN DERDİ

Eğitim öncelikle öğretmenlerin derdidir.

Öğretmenler birçok konuda dertlidirler.

24 Kasım Öğretmenler Günü'nde bunları dile getirdiler.

Eğitim sendikaları "laik eğitimden uzaklaşmayı" nicedir dile getiriyorlar.

Ama eğitim sadece eğitimcilerin derdi olarak kalmamalıdır.

Çocuklarımızın anneleri babaları sadece kendi çocuklarının durumu ile yetinmemeli, eğitimin tümünü kendi sorumlulukları olarak görmelidirler.

Okul-aile birlikleri şu konuları gündeme getirmelidir:

Çocuklarımız neler öğreniyor

Çocuklarımız neden bunları öğreniyor

Çocuklarımız bunları nasıl öğreniyor

Bu "NE-NEDEN-NASIL ÖĞRENİYOR" üçgeni eğitimin pek çok sorununu ortaya koyacaktır.

Her anne, her baba bunları sormalıdır

Eğitim çağında çocuğu olmayan yurttaşlar da "uygulanan eğitimin" kendi gelecekleri olduğunu görmelidirler.

EĞİTİM HERKESİN DERDİ OLMALIDIR.

Muhalefette olan siyasal partiler,

İşçi sendikaları,

Akademisyenler, sanatçılar, aydınlar,

Bütün yurttaşlar,

"Laik bilimsel eğitimden" sapmanın yol açtığı tehlikelere karşı çıkmalıdır.