Maç başladığında bakalım gol yemeden kaç dakika dayanacak Antalyaspor diye düşündüm. Eto'o'lu kadrosuyla zamanında çok takımı evine puansız gönderen ev sahibi, zor bir dönemden geçiyor. 10 dakika yeni dolmuştu. Ön direk organizasyonu sonrası Icardi kornerden gelen topu ağlara yollarken Mertens topu yine ad ese teslim etti. İlk devrenin en fazla iş yapan oyuncusu yine oydu. Galatasaray ilk devreyi 3-0 önde kapatsa kimse şaşırmazdı. Çok önemli 2 pozisyon vardı. Antalyaspor koskoca 45 dakikada kaleyi bulan şut atamadı. Avrupa Kupası ve derbi öncesi maça iyi başlayan Jakobs'un sakatlığı Okan Buruk için talihsizlik olabilir.

İkinci devre kırılgan yapısından biraz kurtulmak isteyen Antalyaspor şut denemelerine başlarken mücadele seviyesini biraz daha yükseltti. Sallai kendisine alan bulunca her zaman iş yapar. Kendisini Bundesliga'da zaten kanıtlamıştı. Bu sezon acaba ne yapar diye düşünülen Yunus kiralık olarak dönmüş bir oyuncu gibi değil. Sanki bonservisine yüksek bedel ödenmiş klas oyuncular gibi takıma çok faydalı oluyor. Icardi'ye ikinci golü hazırlarken iyi formunu yine gösterdi. Gelen ikinci gol, Antalyaspor'u doğal olarak sarstı. Bizim Süper Lig'de takımlar arasında güç farkı çok açılmış durumda .Bu yüzden Avrupa Kupalarında takımlarımız zorlanıyor ve enteresan sonuçlar alıyorlar. Mesela Rigas ile berabere kaldı Galatasaray. Zorlu ve rekabetçi lig sizi her zaman hazır tutar. Ziyech'in yine zamana ihtiyacı var gibiydi. Sakatlık problemini atlatan Osimhen, muhteşem döndü. Bizim ligin çok üstünde bir oyuncu kendisi. Röveşata ile süper bir gol attı ve dönüşünü taçlandırdı. Galatasaray, çoğu bölümünü hafif antrenman yapar gibi oynadığı bu deplasman da hiç zorlanmadan kazandı.