Hayatın kıyısında biraz soluklanalım mı Gelin, insanın iç âleminde asırlardır süregelen o sessiz, derin yolculuğa—evliliğe—birlikte eğilelim. Sözsüz bir dua gibi başlayan, zamanla bir ömrün duasına dönüşen o yoldaşlığa…
İlk zamanlar… İki ruhun birbirini tanımaya çalıştığı, kalbin bir serçe gibi çırpındığı, nefeslerin bile aynı ritimde aktığı o büyülü günler. Baharın ilk sabahı gibi taze, dağ pınarının başındaki su gibi berrak. Ama zaman, o coşkulu çağlayanı usulca bir göle dönüştürür. Bu duruluk çoğu zaman bir kayıp sanılır. Oysa eksilen değil, derinleşendir. Sığdan derine, yüzeyden köke inen bir hâl. Sevgi artık bir çiçek değil, kök salmış bir ağaçtır.
"Seni seviyorum" demek, bir başlangıçtır sadece. Gerçek sevda, yılların içinde, yorgun akşamların eşiğinde, kelimesiz fedakârlıklarda dile gelir. Bir sabah, eşinizin yüzüne bakıp onun yorgunluğunu kendi yüreğinizde hissettiğinizde; onun yükünü, görünmeden omuzladığınızda; sevgi artık geçici bir kıvılcım değil, kalpte sönmeyen bir kor olur.
Tıpkı Paris Olimpiyatları'nda, maratonun son metresinde eşinin elini tutarak birlikte yürüyen o yaşlı çift gibi… Onlar için artık hız değil, birlikte varmak önemliydi. İşte evlilik de böyledir. Yarışı kazanmak değil, birlikte yürümektir mesele.
Yıllar geçtikçe, birbirimizin aynasında kusurlarımız görünür hâle gelir. Yaralar, eksikler, mahrem zaaflar… İşte o an başlar gerçek imtihan. Birbirini tüm eksikleriyle kabul etmek; kırık tarafını saklamadan kucaklamak, geçici hevesin ötesine geçmektir. Bu, toprağa kök salmış bir meşe gibi dimdik durmayı bilmektir. Ama bu sevdanın göğe uzanan kanatlarını dengede tutan bir eşlikçi gerekir ki, buna saygı deriz. Görünmez, gösterişsiz, ama temel olan o ince sütundur saygı.
Saygı; aynı çatı altında farklı zihinlerin yan yana huzurla kalabilmesinin sessiz yasasıdır. Eşinizin hayallerine bıraktığınız alan; onun susuşuna gösterdiğiniz zarafet; gönüller arasındaki görünmez sınırların kutsallığı… Düşünceler çarpışsa da kalbin kırılmaması için seçilen kelimeler… İşte evliliğin sanat tarafı burada gizlidir. Küçümsemenin, hor görmenin o karanlık damarına bir kez kapı açıldığında, sevgi önce solgunlaşır, sonra yavaşça tükenir.

14