Taht oyunları

Futbolumuzdaki taht oyunları, Game of Thrones dizisindeki entrikaları sulu götürür, susuz getirir. TFF duvarlarının dili olsa da konuşsa... Şaşılası bir futbol ortamımız var. Başkanlar, yöneticiler, hakem camiası, eski futbolcular, menajerler ve elbette medya. Futbolun bütün paydaşları dur durak bilmeden pozisyon elde etmeye çalışıyor. Bu ortamda ortalık nasıl sakinleşsin Geçtiğimiz hafta Erden Timur elinde sezon sonunda açıklayacağı bilgi ve belgeler olduğunu söylediğinde zerre kadar şaşırmadım. Açıklasa şaşırırdım. "Açıklarım ha" demek daha etkili. Fatih Hoca'yı hala bekliyoruz mesela... Benim garibime giden herhangi bir savcının bu konuda "arkadaş hayrola nedir o belgeler" dememesi. Son günlerde sosyal medyada bu konu çok dolaşıyor. "Erden Timur elimde belgeler var deyince Lale Orta tutuştu hemen yayına çıkıp gerçekleri itiraf etti" diye. Dedim ya, açıklamamak daha etkili... Bildiğim kadarıyla MHK Başkanı'nın TV programı çok önceden planlanmıştı. Söyleyecekleri değişir miydi Hiç sanmıyorum. Çünkü yapılan hataların, sana göre bana göre durumu yoktu. Ancak VAR konusunu geçiştirdi gibi geldi bana. Oysa en büyük sıkıntı oradan çıkıyor. İşte son Galatasaray-Başakşehir maçında Icardi'nin içinde olduğu pozisyon. VAR orada hakemi neden çağırmıyor Biri bana mantıklı açıklamasını söylesin. Ne camiaymış ama! ARDA Son yıllarda gördüğüm en önemli genç yıldız Arda. Bakın, aday demiyorum. Çünkü yıldız demeyi hak edecek becerilere sahip. Oyun zekasını, yeteneklerini gördük. Goller attı, attırdı. Üstelik bunu az süre bulmasına rağmen yaptı. Sadece yurt içinde değil, uluslararası maçlarda da yıldız kimliğini sergileyecek kadar özgüvenliydi. Kısa zamanda taraflı tarafsız herkesin sevgilisi, Türk futbolunun umudu oldu. Bilemiyorum biraz şımarttık mı Ama böyle yetenekler her zaman çıkmadığı için varsın, olsun dedik. İşte tüm bunlardan dolayı Beşiktaş derbisindeki "fake" penaltı pozisyonu beni çok üzdü. Bu pozisyon maalesef uzun süre hatırlanacak. Şimdi ona önemli bir görev düşüyor. Artık saha içinde çok daha temkinli, fazlasıyla centilmen olmalı. O temiz yüzünün ve çocuklukla gençlik arası saflığının doğallığını kaybetmeden, adım adım ilerlemeyi başarmalı. Herkesin sevdiği bir futbol karakteri, rol model olmalı. Onu eleştirenler de karşılarında sadece on sekiz yaşında bir genç olduğunu unutmadan, hoşgörüyle hareket edebilmeli. Hangimiz hata yapmadık Hele o yaşlarda. Arda harcanmaması gereken bir değerdir. FENERBAHÇE'NİN SINAVI Son dönemde Fenerbahçeli'nin başına gelenler deyim yerindeyse pişmiş tavuğun başına gelmemiştir. Kupasız geçen sezonlar bir yana travmatik sonuçlar da sarı-lacivertli taraftarlar için baş edilmesi zor hale geldi. Dört gollü Beşiktaş yenilgisi, Galatasaray hezimetinin üzerine tuz, biber ekti. Kadıköy çıkışı olmayan bir futbol mabediyken adeta yolgeçen hanına döndü. Bu nedenle taraftar ne kadar kızsa haklıdır. (Gerçi son dönemde Şükrü Saraçoğlu Stadı, sessiz sakin maç seyredilen bir sinema salonuna benzemeye başladı ama o başka bir yazının konusu) Ancak bu kızgınlık maç içinde futbolcu ıslıklamayı haklı gösteremez. Kayseri maçında taraftar kötü bir sınav verdi. Protestonun da bir raconu var. Dönersin sırtını sahaya ya da sallarsın beyaz mendilleri. Olmadı, protesto edeceğin oyuncuyu top ayağına geldiğinde alkışlamaya başlarsın. O alır mesajı. Jesus, Futbolcular, Yönetim... Gelinen noktada hepsinin hatası var. Ama henüz sezon bitmedi. Fenerbahçe seyircisiyle barışma sürecinde de zor bir sınav verecek. TÜKENİŞ Yeniden yapılanmaya giderek beş sezona dört kupa sığdırmış