Fazla naz aşık usandırır

Dünya Kupası bittikten sonra Jesus ile ilgili transfer haberleri artmaya başladı. İlk günden beri olağan şüpheli durumundaki Flamengo'nun yanına bu defa Brezilya Milli takımı da eklendi. Jesus ülkede sevilen bir isim olmasına rağmen, Brezilya Milli takımı için öncelik olduğunu hiç düşünmedim. Ama Pereira mağduru Flamengo zaten istekliydi ve o istek iyice arttı. Brezilya ve Portekiz basınında çıkan haberler de paralel şekilde artmaya başladı. Bu arada Türk basınının eli de armut toplamıyordu elbet. Velhasıl her hafta yeni bir haber gündem oldu. Açıkçası Jesus da açıklamalar, görüşmeler, ses kayıtları falan derken bu ateşi harladı. Harladı ama kafası karışık diye görevini ihmal ettiğini söylemek haksızlık olur. Örneğin son Karagümrük maçında saha kenarında neredeyse bazı futbolcularından fazla koştu. Hafta içinde Osterwolde ile antrenmanda bire bir görüntüsü var ki, nice 45 yaşındaki hocalar oyuncusunu o şekilde çalıştırmıyor. Evet, Jesus hala kararsız. Kendi açısından Türkiye'de kalması için ''en azından kupayı kazanmam gerek'' diye düşündüğüne eminim. Taraftar tepkisinin hem kendisinin, hem de futbolcularının konfor alanını etkileyeceğini biliyor. Elbette başka etkenler de var. Ama haberlerle harmanlanan belirsizlik can sıkıyor. Son bilgilere göre Hoca, Flamengo ile köprüleri atmak üzere. Bu durum Fenerbahçe ile ilgili kararını etkiler mi göreceğiz. Ama fazla naz aşık usandırır derler. Birileri Jesus'a bizim atasözlerini hatırlatmalı. Dimyat'a pirince giderken, evdeki bulgurdan olmak da var! ÜÇ KRiTiK MAÇ Galatasaray bir türlü ritim tutturamadığı fikstürde on günlük bir ara daha verdikten sonra Kayseri maçına çıkacak. Sarı-Kırmızılı takımın Dünya Kupası arasından sonra yaşadığı iniş çıkışları ben en çok maç kondüsyonunu kaybetmesine ve bu boşluklara bağlamıştım. Hem fiziksel hem de mental olarak sağlıksız bir durum vardı ortada. Şimdi yelkenleri rüzgârla doldurmanın vakti geldi. Eli yüzü düzgün ve iyi teknik adamlara sahip Kayseri ve Karagümrük ile içeride, Alanya ile deplasmanda oynanacak üç maçtan dokuz puan çıkartırsa benim açımdan şampiyonluk kupasının bir kulpundan tutmuş olur Galatasaray. O moralle derbiyi kazanamasa bile kaybetmeden döner evine. Fenerbahçe maçına da şampiyon çıkar. Tabi bir de madalyonun öteki yüzü var. Bu üç karşılaşmada kaybedilecek puanlar derbiye tedirgin çıkılmasına ve takımı Fenerbahçe ile kader maçı oynama havasına sokar ki işin ondan sonrası zaten karışık. Bu matematikte İcardi, Kerem, Oliveira, Boey ve Barış Alper'in de ceza sınırında olduğunu ve sözünü ettiğim maçlardan bazılarını onlarsız oynayabilme ihtimali bulunduğunu belirteyim. Özetle şimdi iş öncelikle Okan Hoca