İç politika aracı olarak savaş

Hayır 2018'de AKP'li Esenyurt Belediye Başkanı Ali Murat Alatepe'nin yerel seçimlerden önce, "Burayı kaybedersek Kudüs'ü kaybederiz hiçbir yeri kaybetmeyiz, İslamı kaybederiz, Mekke'yi kaybederiz" dediğine gönderme yapmayacağım!

Hayır Erdoğan'ın 2019 İstanbul seçimlerinde kullandığı "Sisi mi Binali Yıldırım mı" sorusunu da anımsatmayacağım!

Emperyalizm tarafından, laik Filistin Kurtuluş Örgütü, FKÖ'ye rakip olarak kurdurulan ve Netanyahu tarafından kollanan dinci Hamas örgütünün akıl almaz bir biçimde İsrail'e saldırmasının tetiklediği Hamas-Netanyahu savaşının son aşamasına değineceğim.

Önce bir anımsatma yapayım:

Ben her iki savaş lordunun, Hamas'ın ve Netanyahu'nun kendi varlıklarını ve siyasal egemenliklerini sürdürmek için başlattıkları ve sürdürdükleri bu savaşı, Filistin ve Yahudi (İsrail) halklarına mal etmelerine alet olmamak için Filistin-İsrail Savaşı olarak değil, Hamas-Netanyahu Savaşı olarak nitelemiştim ve bu tavrımı sürdüreceğim.

Elbette benim protestom ve davranışım, "Devede Kulak", ne kimse kulak asıyor, ne de kimse etkileniyor.

Ama olsun, ben kendi bildiğim ve savunduğum gerçeklerden, doğrulardan sapmayacağım.

Hamas, bütün Filistinlilerin ve Filistin Devleti'nin temsilcisi değil; sadece Gazze'nin temsilcisi.

Filistin Devleti'nin temsilcisi ise Filistin Kurtuluş Örgütü'nün kurucularından ve Filistin Devlet Başkanı olan Mahmud Abbas.

Netanyahu ise İsrail'deki aşırı sağcı bir koalisyonun, Anayasa'yı değiştirerek Anayasa Mahkemesi'nin yetkilerini de tırpanlamak isteyen ve protesto edilen otoriter eğilimli Başbakanı.

Hamas, 7 Ekim'de bütün dünyanın şaşkın bakışları altında İsrail'e karşı adeta bir intihar saldırısı düzenledi.

Sanki uykuda olan İsrail İstihbaratı'nı gafil avlayan bu saldırıda çoğu sivil olmak üzere 1200 kişi katledildi.

Daha önce Hamas'ı koruduğu ve kolladığı bilinen Netanyahu, bu saldırı üzerine, Gazze'de, çeşitli çevrelerce "Soykırım" diye adlandırılan "temizliğe" girişti. Çoğu kadın ve çocuk olmak üzere, bugüne kadar 33 bin kişiden fazla Filistinli katledildi.

Netanyahu, son adım olarak Suriye'deki İran Konsolosluğunu vurarak, çatışmayı yaygınlaştırmak istedi.