Trump, 'woke' ve Gazze
Trump, "Meksika Körfezi"ni, en azından ismen aldı, "Amerika Körfezi" yaptı; Grönland, Panama Kanalı, Kanada hayallerine Gazze'yi de ekledi.
Trump'ı ikinci kez ABD Başkanlığı'na taşıyan en önemli faktör, Cumhuriyetçilerin de benimsedikleri "Woke Kültürü Karşıtlığı"dır.
"Woke kültürü", "Woke" adını, "Stay awake, vote!" "Uyanık kal, oy kullan" anlamına gelen bir uyarı ifadesinin, siyahi kültür dilindeki sanatsal ve felsefi kısaltması olarak kullanılan "Stay woke" sözünden alır.
Esas olarak Beyaz, Anlgosakson, Protestan anlamında bir kısaltma olan "WASP" dışında kalan, farklı ırk, din, mezhep ve kültür mensuplarının da WASP'larla eşit haklara sahip olduklarını savunur.
Her türlü ayrımcılığa karşıdır.
Elbette ayrımcılığa uğrayan, ezilen grupların başında Afrika Kökenli Siyahlar gelir.
Şimdi onların yanında Meksikalılar, Sarı Irk, Hintliler, Müslümanlar ve akla gelebilecek her türlü farklı köken ve inançlara sahip insanlar ve bu bağlamda örneğin LGBTIQ hareketi de ABD'de "Woke" kültürünün koruması altına girmiştir.
İşte Trump, bu kültüre karşı olanların, bu kültürün ABD toplumunu zayıflattığını düşünen ırkçımilliyetçilerin desteğiyle seçildi.
ABD'de siyaset ve başkanlar, bir salıncak gibi, birbirlerinin karşıtı olan, merkezin biraz solundaki Demokrat ve merkezin biraz sağındaki Cumhuriyetçi politikalar arasında sallanır.
Fakat Trump gerek iç gerek dış politikada, şaşırtıcı ve keskin virajlar ifade eden eylem ve söylemlerle iktidara gelmiştir.
Trump, bütün kampanyası boyunca "woke" kültürü ile özdeşleşen toplumsal gruplara ve hareketlere saldırdı.
Göçmenlere, kürtaja ve LGBTIQ hareketlerine net olarak karşı çıktı.
"Woke" kültürünün toplumsal adalet ve eşitlik mücadelesinin aleyhine tavır aldı.