Emperyalizm krizde:

Daha doğrusu Emperyalizmin ekonomik ve siyasal düzeni krizde!

Ve Türkiye bu krizin kurbanlarından biri olarak seçilmiş durumda.

Salı günkü "Trump hoş mu geldi" başlıklı yazımın sonuna doğru şöyle demiştim:

Emperyalizm, hiç kuşkusuz, Başkan'ın kimliğinden bağımsız olarak, Türkiye'yi kendi çıkarları için kullanmaya devam edecek.

Bu yazımı koyduğum X hesabıma yanıt veren bir izleyicim "Bu Emperyalizm bey kimdir" diye sordu.

Ben de ona, "Güçsüzlere tecavüz eden şık takım elbiseli bey" diye yanıt verdim.

Ülkemizde "Emperyalizm" terimi biz de onun içinde yer aldığımız için "Batı Emperyalizmi" yerine, esas olarak liderliğini ABD'nin yaptığı G7 ülkeleri için kullanılır.

G7 ülkeleri de ABD, İngiltere, Kanada, Japonya, Almanya, Fransa ve İtalya'dır.

(Biz bunlara, güncel olarak Avustralya'yı, tarihsel olarak da Belçika, İspanya ve Portekiz'i de dahil etmeliyiz diye düşünüyorum ama bu ayrı bir yazı konusu. Nitekim sonradan G20 diye daha büyük bir grup da kurulmuştur.)

İşte bu ülkelerin ve bu ülkelerin lideri konumundaki ABD'nin kurduğu, yürüttüğü ve yararlandığı Emperyalist ekonomik ve siyasal düzen krizde.

Bu krizin iki nedeni var:

1) Emperyalizmin kurduğu ve yürüttüğü Neoliberal düzen, kendi içinde krizler üreten bir yapıya sahiptir.

Gerek 1970'ler ve 1980'lerdeki petrol krizleri gerek 2000'lerdeki finansal krizler, Emperyalizmin dayattığı Neoliberal düzenin sürdürülebilirliğini tartışmaya açmıştır.

2) Bu düzenin dışında kalan Çin, Rusya ve Hindistan gibi ülkeler zaman içinde çok gelişmiş ve BRICS ülkeleri "Batı Emperyalizmi"nin ekonomik ve siyasal düzenini tehdit etmeye başlamışlardır.