Soygun, adaletsizlik ve zorbalıkaçlık (Çare: Sandık!)

Dün Cumhuriyet Gazetesi'nin manşeti şöyleydi:"Seçim öncesi devreye giren 'Saray Adaleti' vicdanları yaralayan kararlara imza attıİŞTE AKP HUKUKU"Birgün Gazetesi'nin manşeti şöyleydi:"AKP ADALETİİktidar siyasi bir aparata dönüştürdüğü yargı sopasıyla muhalefete gözdağı verirken çıkan skandal kararlar ise vicdanları sızlatıyor."Sözcü Gazetesi'nin manşeti şöyleydi:"AKP yandaşına az ceza, CHP'liye daha fazla cezaBU MU ADALETLince 2 Yıl 1 Ay CezaTweete 4 Yıl 11 Ay Ceza"Karar Gazetesi'nin manşeti şöyleydi:"ADALET SINAVITweet Atan HapishaneyeYumruk Atan Evine."Sevgili okurlarım, aynı gazeteler, yine birinci sayfalarında ya da internet portallarında doğalgaza, elektriğe, benzine, mazota ve bazı temel tüketim mallarına getirilen zam haberlerini veriyorlardı.Soygun arttıkça, adaletsizlik de yükseliyor, baskı da yoğunlaşıyordu.Dünkü olayların en başında da "Gezi Parkı Direnişi"nin dokuzuncu yıldönümünde anma yapmak isteyen "Taksim Dayanışması" açıklamasına karşı uygulanan şiddet ve baskı vardı.Siyasal gündemin başına da sosyal medyaya getirilen sansür yasası ve Kılıçdaroğlu'nun konuşmasını canlı yayımlayan kanallara RTÜK tarafından verilen cezalar yerleşmişti.Ciddi gazeteler, Türkiye'de adaletin çöküşünü ve zamların simgelediği ekonomik soygunu, manşetlerine taşımışlardı.Esas olarak, Kemal Kılıçdaroğlu'na yapılan linç girişimine verilen küçük bir ceza ile, Canan Kaftancıoğlu'nun bir tweet'inden dolayı hapse yollanması arasındaki çelişki vurgulanıyordu.Bu adaletsizlik, ülkenin tüm kaynaklarını tüketen bir soygun ekonomisinin sonucunda zorunlu olarak ortaya çıkmıştı:Çünkü bağımsız bir adalet erkinin bulunduğu bir toplumda soygun ekonomisini gerçekleştirmek, milli geliri güya ihaleler yoluyla (üstelik betona gömerek) oligarşiye aktarmak olanaklı olamazdı.Adaletin siyasal iktidarın emrine alındığı uzun yıllar boyunca