Şiddetin 10 toplumsal kaynağı

Şiddetin esas kaynağı bir toplum içindeki sömürü düzeni ve o toplumun üretim biçiminin belirlediği güç hiyerarşisidir.

Toplayıcı-Avcı toplumlardaki aşiret ve sürü yapısında, kaba kuvvet, şiddet, doğrudan doğruya toplumsal düzeni sağlayan, kimi zaman tek, kimi zaman da en önemli öğedir.

Tarım Devrimi'nden sonra oluşan Din-Tarım toplumlarındaki monarşilerde, şiddet, dinden, gelenekten, siyasal egemenlikten kaynaklanır.

Yine de bu dönemin sonlarına doğru, adalet ve yargı kavramı yavaş yavaş şiddetin egemenliğini etkilemeye başlar.

Endüstri Devrimi'nden sonra oluşan Kentsel-Endüstriyel toplumlarda, Demokratik Rejim ve Hukuk Devleti kavramlarının gelişmesi ve bağımsız yargı, toplumdaki şiddeti önemli ölçüde azaltır.

Bilişim Devrimi sonunda iyice gelişen Demokratik Rejim, Hukuk Devleti ve eşitlik anlayışı ve bu anlayışlara dayalı olan Çağdaş Devlet, şiddetin toplumsal kaynaklarını engellemeye yöneliktir. Bu devlet, toplumdaki sömürüyü engelleyebildiği oranda şiddeti de kurutabilir.

Esas olarak bir toplum, üretim ve yönetim biçimi açısından ne kadar ilkelse ve sömürü ne denli derinse, o toplumda şiddet de o derece yaygındır.

Genel olarak bir toplumdaki şiddetin kaynaklarını şöyle özetlemek olanaklıdır:

1) Bir toplumdaki adalet uygulamaları, yargı mekanizması ne denli güvenilmezse, sömürü ne denli derinse o toplumdaki şiddet o denli yaygınlaşır. Çünkü insanlar, yargıya, adalete güvenmedikleri için, kendi sorunlarını kendileri çözmeye çalışırlar; bu da şiddeti doğurur.

2) Bir toplumdaki hukuk düzeni, anayasa, yasalar, mevcut toplumsal işleyişten kaynaklanan sorunları çözmekten ne denli uzaksa, sömürü ne denli kurumlaşmışsa o toplumda şiddet o denli yaygındır.

3) Bir toplumdaki anayasa, yasalar ve yargı uygulamaları, şiddeti ve sömürüyü ne denli görmezden geliyorsa, şiddeti ve sömürüyü önleyici ve cezalandırıcı kurallar ne denli etkisizse o toplumda şiddet o denli çoğalır.

4) Bir toplumda, yasama, yürütme, yargı erkleri ve bu erklerin temsilcisi ve bütünü olan Devlet şiddeti bizzat kendisi de ne denli kullanıyor ve hoşgörü ile karşılıyorsa toplumdaki şiddet o denli çoğalır.