Olaylar yazıyı aştığında

Değerli okurlarım, iktidarın eylemleri ve söylemleri her insanın idrakini, terbiyesini, ahlakını, yaşadığı gerçekleri ve tarihi aşıyor... Örneğin, Cumhurbaşkanı'nın vatandaşlara "çürük" ve "sürtük" demesi normal sayılıyor... Ama Ana Muhalefet Lideri, "hanım kız" ifadesinden dolayı "rezil" diye suçlanabiliyor. Örneğin Cumhurbaşkanı camilerin yakıldığını söylüyor... Ama yakılan cami yok. Örneğin, Cumhurbaşkanı, ABD Başkanı ile, resmi tutanaklara kaydedilmeyen görüşmesinde Siyasal İslamcı bir aileden gelen bir ABD vatandaşını özel tercümanı olarak kullanıyor... Ve bu olay (aslında "Şahsım Devleti" olmuş olan) Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından normal kabul ediliyor. Gezi Direnişi sırasındaki kuyruklu bir yalanın akıl almaz bir biçimde birkaç kez yeniden canlandırılması, bugünlerde de "Çürük" ve "Sürtük" gibi sözlerle tekrarlanması, olayların niçin yazıyı aştığı konusunda çok iyi bir örnek: http:Kizilcik.org sitesinde, (önceki bir tekrara ilişkin) "Kabataş yalanları hortladı" başlıklı yazısında Yalçın Yusufoğlu olayı çok iyi anlatmış. Özeti aşağıda. Siyasi iktidarın unutturmak istediğini sandığımız Kabataş uydurması Havuz basınının gazetelerinde aynıyla hortlatıldı. Sadece o kadar da değil, iddia sahibinin kayınpederi olan AKP'li Belediye Bşk. "olayın görüntüleri vardı ama paralel yapının polisleri sildi" diyerek partisinin "vur abalıya"sına bir tane de o ekledi. Hemen hatırlatalım ki zamanın Başbakanı "olayın görüntülerini izledim" demiş, ama ortaya hiçbir görüntü koyamamıştı. Şimdi kayınpeder "vardı, silmişler" diyor. ...Kabataş yalanını medyaya aktaran Elif Çakır bir TV programında yapmış olduğunda ısrar etti. ...Zehra Develioğlu'na ilk hoparlörlük yapan Elif Çakır, Kabataş'ta tacize uğradığını iddia eden sahibesine atfen "Taciz, tecavüz vakalarında kadının beyanı esastır" diyerek bir ilkeyi tahrif etti. Tayyip Erdoğan da 6 Mart 2015 günü Metal İş sendikasının "Kadın İşçiler Kurultayı"nda iki sene öncesindeki laflarını aynen tekrarlayarak "Kabataş'ta bir anneyi taciz ettiler, halbuki kadının beyanı esastır" dedi. Oysa olayla ilgili soruşturmayı yürüten savcılardan birincisi de dosyayı devralan ikincisi de olaya dair hiçbir kanıt, tanık ya da görüntü bulamadı. İddia sahibesinin Kabataş alanına girişinden, eşiyle buluşup gitmesine kadar bütün MOBESE görüntüleri kare kare incelendi ve iddia edilen olayın vuku bulmadığı sonucuna varıldı. Ama siyasi iktidar kararın