Ne yapmalı (2): Bilim ne diyor

3 Ağustos 2025 tarihli Pazar günkü yazımda tarihten üç örnek vererek Faşizmin ve baskıcı iktidarların hangi iç ve dış koşullarda egemen olduğunu anlatmaya ve bu örneklerden alınan dersleri özetlemeye çalışmıştım.

Konuyu bugün Türkiye somutunda tartışmaya çalışacağımı söylemiştim ama önce bilimsel bulguları özetlemek gerektiğini düşündüm.

***

Siyasal Bilim gerçeklerini şöyle özetleyebilirim sanıyorum:

1) Örgütsüz toplumsal ekonomik ve siyasal güç, güç değildir; hiçbir işe yaramaz.

2) ağımız toplumlarında siyasal örgütlenme siyasal partiler bağlamında gerçekleştirilir.

3) ağdaş toplumlarda, toplumsal, ekonomik ve siyasal örgütlenmeler, siyasal partilerin yanında, sendikalar, meslek örgütleri ve "ortak çıkarlar veya kültürel kimlikler ekseninde" örgütlenmiş olan Demokratik Toplum Örgütleri tarafından da gerçekleştirilir.

4) Örgütlü bir azınlık, her konuda örgütsüz bir çoğunluğu yönlendirir.

5) Geniş halk kitleleri, ne kadar gelişmiş olurlarsa olsunlar, her zaman Demokrasiden çok Demagojiye eğilimlidirler.

6) Faşizmin ve otoriter iktidarların kitle tabanı, sadece cehalete ve sefalete değil, kültürel kimliklerin yanında, önemli bir biçimde, sermayeye ve entelektüel birikimlere de dayanır.

7) Temel Hak ve Özgürlükler ile karın doyurma olanakları arasındaki ilişki, bu tür iktidarlar tarafından özellikle karartılır, hatta birbirlerine karşı iki ayrı olgu, olay, ideoloji, eylem, gibi gösterilir.

8) Bu iktidarlar, uzun dönemde çoğunluğun iradesinden, beklentilerinden ve yaşam biçiminden ne kadar uzaklaşırlarsa, o kadar zalimleşirler.

9) Toplum ne denli ciddi yoksulluk, adaletsizlik gibi ekonomik, sosyal ve siyasal krizlerle karşı karşıya ise Faşist ve baskıcı iktidarların yükselmesi o denli kolay olur.

10) Bu iktidarlar, ortak düşman ya da düşmanlar üzerinden de örgütlenir ve kitleleri seferber ederler.

Bu açıdan kendi varlıkları için kullandıkları, kültürel kimlikler, yani dinler mezhepler, ırklar, milliyetler ve ideolojiler, düşmanları belirmek ve tanımlamak için de kullanılır.

11) Bütün Faşist ve baskıcı iktidarlar, içinde bulundukları toplumun ve devletin tek ve biricik temsilcisi olduklarını, kendileri olmazsa, o toplumun ve devletin de olamayacağını öne sürerler.

12) Faşist ve baskıcı iktidarların hiçbir merhametleri, hukuka ve adalete saygıları yoktur.

13) Bu tür iktidarların yönetim süreleri uzadıkça, sadece toplumdaki soygun ve sömürü düzeni derinleşmekle kalmaz, Adalet ve denetim ortadan kalktığı için, toplum içindeki dolandırıcılık ve mafya yöntemleri de yaygınlaşır olağanlaşır.

14) Bu iktidarların Liderlikleri de son derece otoriter, acımasız ve merhametsizdir. Kendi liderliklerini tehdit edebilecek bütün örgüt içi ve dışı oluşumları, daha hisseder hissetmez, rakiplerini, gerekirse öldürerek veya hapsederek yok ederler.