'Maarif Modeli'ne karşı, demokratik direniş

İktidar, emperyalizmle birlikte, Türkiye'yi yeniden biçimlendiriyor...

Üstelik de "ülkeyi yeniden biçimlendirmekte", hem siyaseti hem ekonomiyi hem eğitimi hem de savaşı kullanarak nüfus yapısını değiştiriyor!

Siyaseti kullanıyor; iktidarı otoriterleştiriyor:

Rejimi değiştirdi.

"Demokratik Parlamenter Rejim" yerine "İslamo-Faşist", "Neo-Patrimonyal Sultanizm" rejiminin "Şahsım Devleti"ni kurdu.

Ekonomiyi kullanıyor; ülkeyi yoksullaştırıyor:

Ülkenin bütün tarihsel, doğal, endüstriyel ve tarımsal ve hizmete dönük kaynaklarını kendi oligarşisine aktardı.

Hem gelir adaletini bozdu.

Hem ülkenin üretim kapasitesini ve üretim verimliliğini düşürdü.

Hem de ülkeyi iflas ettirdi.

Eğitimi kullanıyor; gelecek kuşakları tarihten ve bilimden koparıyor:

Milli Eğitim'i, resmi protokollerle, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın ve tarikatların kurduğu dernek ve vakıfların din görevlilerine ipotek etti.

444 modeli ile laik eğitimi kaldırdı, çağ gerisi dogmatik eğitimi yerleştirdi.

"Maarif Modeli" ile bütün araştırmacı, sorgulayıcı eğitimi, gerçek olmayan bir tarih üzerine kurulmuş ideolojik bir modele dönüştürdü.

Savaşı kullanıyor; nüfus yapısını değiştiriyor:

Ortadoğu'da Suriye savaşına karıştı.

Resmi olmayan sayılara göre, 13 milyona ulaşan "düzensiz sığınmacı" nüfusunu ülkeye aldı ve topluma aşılamaya başladı.

Özellikle tahrip edilen eğitim ve nüfus, ülkenin, toprakla birlikte esas hammaddesi olan insan öğesinin nitelik değiştirmesine yol açacağı için, Türkiye Cumhuriyeti'nin tüm varlığına karşı bir tehdit oluşturmaktadır.

İktidar, Emperyalizmin de desteğiyle, dört koldan saldırıya geçmiştir:

"Etki ajanlığı yasası".

"Emekli askerlere konuşma yasağı".

"Maarif Modeli".

"Yeni Anayasa girişimi".

Bu girişimlerinin eğitime ilişkin olanını, yani çocuklarımızın gençlerimizin ve ülkemizin geleceğini ilgilendiren modeli derhal uygulamaya da sokmuştur.

Zülâl Kalkandelen, dün Cumhuriyet'te, "Hızla Ortak Mücadele Cephesi Kurulmalı" başlıklı yazısında şöyle diyordu:

"Müfredata karşı homurdanmalar ülkenin her yerinden net olarak duyulan tek bir gür sese dönüştürülmezse siyasal İslamcılar, hayallerini hayata geçirmek konusunda dev bir adım daha atmış olacak.