KubilayMenemen Olayı (2)

Şeriatçı ayaklanmanın, Cuma günü Wikipedia'dan aktarmaya başladığım dehşet verici öyküsüne, bugün devam ediyorum.

Şeriat isteyen isyancıların arasına tek başına giren Kubilay'a ateş edilerek yaralandığını gören askerler buna ateşle karşılık verirler.

Ancak eğitim görevine gitmek üzere hazırlanan Alay'dan yollanan askerlerin tüfeklerinde öldürücü etkisi olmayan manevra mermileri vardır.

Derviş Mehmet bunun üzerine, "Bakın bana kurşun işlemiyor" diyerek halkı kutsal bir vazifesi olduğuna ikna etmeye çalışır.

Kubilay yaralı halde uzaklaşarak cami avlusuna sığınır ancak Derviş Mehmet ve arkadaşları peşinden gelirler.

Derviş Mehmet, çantasından testere ağızlı bağ bıçağını çıkarır ve Kubilay'ın başını bedeninden ayırır.

Bir görgü tanığının ifadesine göre Derviş Mehmet, Kubilay'ın başını kestikten sonra akan kanını avuçlarıyla içmiştir.

İsyancılar Kubilay'ın başını yeşil bayrağın sopasına dikmeye çalışırlar ancak başaramazlar; kesik başı bayrağın sopasına iple bağlarlar.

Mahalle bekçisi Hasan, olayı fark edince evine koşarak tabancasını alıp yüksek bir noktaya çıkar ve saldırganlara ateş ederek ikisini yaralar, ancak kendisi de bu çatışmada şehit olur.

Aynı çatışmada, bekçi Şevki de saldırganlar tarafından şehit edilir.

Olay yerine gelen takviye birliklerin "Teslim ol!" çağrısına uymayan eylemciler ile askerler arasında çatışma çıkar.

Çatışma sırasında Şamdan Mehmet, Derviş Mehmet ve Sütçü Mehmet ölür.

Kaçmaya çalışan dördüncü Mehmet ise yandaşlarıyla birlikte tutuklanır.

Eylemcilerden Nalıncı Hasan ve Ali Oğlu Küçük Hasan kargaşadan yararlanıp kaçarlar.

Yaralı ele geçirilen Mehmet Emin daha sonradan sorgulanınca kaçan iki kişinin kimliği tespit edilir.

Kaçan bu iki eylemci daha sonra Manisa'nın Ahiler köyünde yakalanarak Menemen'e getirilir.

Dört gün sonra, 27 Aralık 1930 günü Dolmabahçe Sarayı'nda Atatürk'ün başkanlığında bu konu ile ilgili bir toplantı yapılır.

Atatürk 28 Aralık 1930'da orduya gönderdiği başsağlığı telgrafında, "Mürtecilerin gösterdiği vahşet karşısında Menemen'deki ahaliden bazılarının alkışla tasvipkâr bulunmalarının bütün cumhuriyetçi ve vatanperverler için utanılacak bir hadise" olduğunu belirtir.

31 Aralık 1930 günü Menemen ilçesi ile Manisa ve Balıkesir'in merkez ilçelerinde 1 Ocak 1931'den itibaren 1 ay süre ile