Korku ile yönetim olmaz; olamaz!

Seçmenden korkan politikacılar:

Kendileri korktukları için herkesi korkutarak susturmaya çalışırlar!

Sürekli korku içinde yaşayan, hayatlarını korku üzerine inşa edenler, seçmeni aldatarak iktidara geldiklerinde, kendileri korktukları için ülkeyi yönetirken de korku faktörünü kullanmak isterler.

Çünkü seçmeni aldatmışlardır!

Demokrasilerde, politikacılar, seçmende "GÜVEN" yaratarak iktidara gelirler ve toplumu yine GÜVEN duygusuna dayalı olarak yönetirler.

GÜVEN duygusu yitirildiğinde, politikacılar, iktidarı kaybederler.

GÜVEN yerine KORKU ile toplumu yönetmeye kalkışan politikacılar, er veya geç, ama MUTLAKA İKTİDARI KAYBEDERLER!

Bir yönetim düşünün ki "Biz yola çıkarken 3Y ile mücadele dedik; yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklar" demiş olsun ve yönetimi sırasında, yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklar zirve yapsın.

Elbette muhalefetten de kamuoyundan da, medyadan da gazetecilerden de televizyon haberci ve yorumcularından da yazarlardan da sanatçılardan da edebiyatçılardan da seçmenlerden de korkar.

O nedenle de hepsini korkutarak susturmak ister.

TÜRKİYE'NİN SORUNU:

Anayasa'sında "Demokratik, Laik ve Sosyal Hukuk Devleti" yazmasına rağmen, "Parlamenter Demokrasi"nin rafa kaldırılması...

Ve onun yerine "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi" denilen ve benim doğrudan doğruya kendi söylemlerinden esinlenerek "Şahsım Devleti Rejimi" adını verdiğim "Tek Kişi Yönetimi"nin kurulması...

Ama "Tek Bir Kişinin" yönettiği "Şahsım Devleti Rejimi"nin, "Temel Hak ve Özgürlükleri" zedelemesi, "Adalet" kavramını yok etmesi...

"Üç Y" denilen "Yolsuzluk, Yoksulluk ve Yasaklar" konularında doruğa ulaşması, üstelik bunlara yalancılık, yobazlık, yeğencilik, yüzsüzlük, yabancılaşma, yağmacılık, yalakalık, yavşaklık, yandaşlık, yargısızlık, gibi Y harfi ile başlayan daha birçok sorunu ekleyerek bunları yaygınlaştırması...