Kıyamet günü gibi: Açlık, cinayet ve savaş!

Unutmayın sevgili okurlarım, Enflasyon "soygun", Devalüasyon "vurgun"dur.

Dün TÜİK ve ENAG, son soygun oranlarını ilan etti.

Tam Cumhurbaşkanı'nın, Türkiye'yi, İsrail'in gelecekteki hedefi ilan ettiği, Narin cinayetinin asıl sorumlusunun hâlâ arandığı, Sinan Ateş cinayetinin nedeninin ve azmettiricisinin araştırıldığı bir sırada yapılan bu açıklamalar bana "Mahşerin Dört Atlısı" efsanesini (inancını) anımsattı.

22 yıllık yönetim sonunda ErdoğanAKP iktidarı Türkiye'yi adeta "Mahşer Günü"ne yani "Kıyamet Günü"ne taşıdı:

Mahşer, Müslümanlar da dahil, tek tanrılı dinlerin inancına göre, "Kıyamet Gününde diriltilecek ve yargılanacak olan tüm insanların toplantısı" anlamına gelen bir terimdir.

"Mahşer Günü", "Kıyamet Günü", "Apokalips", "Armageddon" gibi terimlerle de aynı anlamda kullanılır.

"Mahşerin Dört Atlısı" simgesi, "Armageddon", "Apokalips", "Kıyamet" gibi kavramlarla birlikte, pek çok roman ve filme, sayısız ünlü sanat ve edebiyat yapıtına konu olduğu için özellikle Batı kültüründe çok iyi bilinen ve üzerinde çok konuşulan bir mecazdır.

"Mahşerin Dört Atlısı" ya da "Kıyametin Dört Atlısı" denilen inanca (efsaneye) göre Kıyamet Günü, biri beyaz, biri kızıl, biri siyah, biri soluk renkli dört at ve atlı görünecektir; bu atlılar, insanlığın sonunu, Kıyamet Günü'nü simgelerler:

Beyaz at ve binicisi, kötülüklerin sonu, kurtuluş ve yeniden doğuş.

Kızıl at ve binicisi, kan dökülmesi, iç ve dış savaş.

Siyah at ve binicisi, sömürü, kıtlık ve açlık.

Soluk renkli at ve binicisi, salgın hastalıklar ve ölüm.