ARTIK İYİCE ANLAŞILDI Kİ BAHÇELİ TARAFINDAN ANİDEN GÜNDEME GETİRİLEN "YENİ SÜREÇ" HİÇ DE ÖYLE "ANİDEN" ATILMIŞ BİR ADIM DEĞİL:

Bu "Yeni Süreç"in, iktidar tarafından, ABD, HTŞ, İmralı ve hatta belki başka yerlerle de yürütülen uzun ve ince temaslar sonunda, Trump'ın ABD'de iktidarı devralmasına dayalı yeni bir proje olduğu açık!

BU YENİ "SÜRECİ" ANLAMAK İÇİN TRUMP'I VE ABD'NİN ORTADOĞU POLİTİKASINI İYİCE İRDELEMEK GEREK:

ABD'nin Ortadoğu politikasının, İsrail'in güvenliğini sağlamak için, bölgede, Suriye ve İran'ın başını çektiği Yahudi düşmanlığının etkisini önlemek istediği, bunun için de (tercihen yarı laik) bir Kürt devleti kurmaya yönelik olduğu bilinen bir gerçek.

Etnik ayrımcılığa ve etnik devlet yapısına dayalı olan bu politika, Kürtlerin yoğun bulunduğu dört ülkeyi ilgilendiriyor:

Türkiye, İran, Irak ve Suriye.

Politikanın Irak ayağı, Saddam'ın devrilmesi ve Irak'ta (bizim "Kuzey Irak Kürt Bölgesi" dediğimiz) Irak, Kürt Özerk Yönetimi'nin kurulmasıyla halledildi.

Suriye'de, Esad'ın devrilmesiyle, aynı yapının Suriye'de de gerçekleştirilmesi için ilk önemli adım atıldı.

PKK ile ilişkili olan PYD ve YPG örgütleri Suriye'deki bu yapılanmanın ilk çekirdeği olarak ortaya çıktı.

ŞİMDİ ABD AÇISINDAN SORUN:

HTŞ yönetimi ile iyi ilişkileri olan ve Suriye'deki duruma hâkim görünen Türkiye'nin, Suriye'deki Kürt oluşumunun, PKK'nin uzantıları tarafından yapılandırılmasından dolayı, bunu bir terör tehdidi olarak algılaması ve karşı çıkması.

PEKİ, PRAGMATİST ABD BU SORUNU NASIL ÇÖZER

PKK'ye silah bıraktırıp onu terör örgütü olmaktan çıkartarak Türkiye'nin Suriye'deki Kürt siyasal oluşumunu tehdit olarak görmesini engelleyerek!

ŞİMDİ BU DÜŞÜNCELER IŞIĞINDA TRUMP'IN SON SÖZLERİNE BAKALIM:

VOA Türkçe'nin aktardığına göre, Trump'a, ABD'nin Suriye'deki askeri kapasitesi sorulduğunda verdiği yanıtlar şöyle:

"Bunu size söylemeyeceğim çünkü bu askeri stratejinin bir parçası. Ancak bu Türkiye ile ilgili.