İktidar, "Demokratik Laik ve Sosyal Hukuk Devleti"ni tanımlayan Anayasa'ya Cumhuriyet rejimine aykırı ve birbirlerine ters birkaç operasyonu aynı anda yapıyor ve böylece zaten düşmekte olan seçmen desteğini iyice kaybediyor.
Bu operasyonları şöyle özetlemek olanaklı:
1) Yolsuzluk, yağma ve sömürü yoluyla yapılan gelir ve servet soygunu, mali ve ekonomik kaynakları tükettiği için, yüksek enflasyon, yüksek vergi ve şirketlere el koymak yollarıyla kaynak toplamaya çalışıyor ve toplumu iyice yoksullaştırıyor; yeniden seçilme şansını çok düşürüyor.
2) Rakibi olan Ana Muhalefet Partisi'ne karşı, yasaları zorlayarak Kurultay ve Seçim yolsuzluğu operasyonları yapıyor; rakibini mağdur duruma düşürerek, CHP'nin seçmen nezdindeki itibarını artırıyor.
3) Seçimi yitirdiği DEM'li ve CHP'li belediyelere, terör örgütü ilişkisi ve yolsuzluk iddialarıyla el koyuyor; o kentlerdeki genel seçmeni tümüyle kendisinden uzaklaştırıyor.
4) Cumhurbaşkanı'nın diplomasının, dönemin yasalarına göre görevinin gereklerine uygun olmadığı hakkında iddialar varken ve bu konuda bir kitap bile yazılmışken, İmamoğlu'nun dönemin yasalarına uygun olarak kazanılmış diplomasını iptal ettiriyor; kendi meşruiyet sorununu yeniden gündeme getiriyor.
5) Ekrem İmamoğlu üzerinden "Suç Örgütü" iddiası yaparak, namuslu, haysiyetli, masum pek çok belediye çalışanını hapse atıyor; böylece seçmen nezdindeki güvenini iyice zedeliyor.
6) İktidar belediyelerinin, kaynakları başka yerlere aktardıkları için yapamadıkları hizmetleri ve yardımları yapan CHP'li belediye başkanlarını hapse atıyor ve hizmetlerini engellemeye çalışıyor; böylece o belediyelerdeki kendi seçmenlerini bile yabancılaştırıyor.
7) "Terörsüz Türkiye" adı altında başlattığı süreci, esas olarak Emperyalizmin desteğiyle yürütüyor ve Esad'ın devrilmesinden sonra Suriye'nin kuzeyindeki Kürt oluşumuna destek veriyor; böylece PeKaKa'nın sınır ötesine yerleşmesine ve özerklik kazanmasına destek vererek, ülkenin gelecekteki güvenlik sorunlarını artırıyor.
8) "Terörsüz Türkiye" adı altında yürüttüğü süreç ile, yıllardır, "bebek katili" diyerek lanetlediği Öcalan'ı yüceltiyor ve yücelttiriyor; bunu ortağı MHP üzerinden yaptığı için, o partinin seçmen desteğini yok ediyor ve hem kendi milliyetçi seçmenini yitirdiği hem de ortağını zayıflattığı için, kendisi de güç kaybediyor.
9) Kürtlerin "Anadilde Eğitim" adı altında savundukları "İkinci Resmi Dil" ve açıkça telaffuz ettikleri "Anayasa'da etnik tanınmışlık" gibi isteklerini ve PKK'nın 40 bin kişinin katili olarak mahkûm edilmiş ve yıllarca lanetlenmiş liderinin serbest bırakılmasını gündeme getiriyor; ülkenin bölünmesini tartışmaya açtığı için, hem gerçekleştiremeyeceği hedeflere yöneldiğinden hem de yıllarca izlediği politikayı tersine çevirdiği için, seçmen nezdinde itibar yitiriyor.

4