Cuma günkü yazımı şöyle bitirmiştim:
"İddianame, muhalefet üzerinden, hukukta çok çok tehlikeli bir dönemin kapısını açıyor:
İKTİDARI KAZANMAYA YÖNELİK, HUKUKA AYKIRI OLMAYAN EYLEMLERE DÖNÜK OLAN BU SULAMALAR DİKKATE ALINIRSA:
İSTER MUHALEFETTE OLSUN, İSTER İKTİDARDA, HİBİR POLİTİKACININ BUGÜNÜ YA DA YARINI GÜVENCEDE OLAMAZ!"
***
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'nı "Suç Örgütü Lideri", İstanbul Belediyesi çalışanlarını ve Belediye ile iş yapan kişileri "Suç Örgütü Üyesi" hatta yüksek yetki sahibi, "Özel Vasfa Haiz Üye" sayan bu İddianame:
("vasfa" değil, "vasfı" demesi gerekirdi ama başka hataları yanında bu Türkçe yanlışı ne kadar önemli bilemiyorum!)
Devletin, Merkezi Yönetim ve Yerel Yönetim yapıları dahil, bütün örgütlenmesinin ve bu örgütlenmede görev yapan herkesin görevlerini yaptıklarından dolayı suçlanmalarının kapısını açıyor!
İDDİANAMENİN BU MANTIĞI KABUL EDİLİRSE:
Anayasa'yı uygulamayan ve uygulatmayan, Anayasa'ya ve yasalara aykırı işler yapan ve yaptıran...
Üstelik bu işler arasında büyük paraların döndüğü akçeli işler de olan...
Kendileri hakkında çok çeşitli ihbarların, yargılamaların ve hatta mahkûmiyetlerin de bulunduğu konulardaki bütün politikacıların, yöneticilerin, memurların, işçilerin ve onlarla iş yapan herkesin...
"Suç Örgütü Lideri", "Suç Örgütü Özel Vasfa Haiz Üyesi" ve "Suç Örgütü Üyesi" olmakla...
Ve hatta "Örgüte üye olmamakla beraber, örgüt propagandasını yapmakla ve ona yardımcı olmakla" bile suçlanması...
Olanaklı hale geliyor.
***
Tarihte bu tür suçlamalar ve yargılamalar elbette vardır:

4