Türkiye'nin en önemli sorunu "Şahsım Devleti" rejimi ve ErdoğanAKP iktidarıdır.

Bu rejim ve bu iktidar sürdüğü sürece, ülkenin sorunlarının çözülmesi olanaksızdır.

Çünkü bu iktidarın ve bu iktidarın kurduğu "Şahsım Devleti" rejiminin, ülkenin sorunlarını çözmek için ne isteği ne de yeteneği vardır.

İsteği yoktur çünkü iktidarın gücünü, ülke sorunlarının çözümü için değil, kendi oligarşisini yaratmak ve güçlendirmek için kullanmaktadır.

Yeteneği yoktur çünkü rejim, "toplumun bilgi ve beceri birikimini yansıtan yetişmiş ve deneyimli insan gücüne ve kurumlara dayanan bir devlet yapısını" kullanmak yerine, "tek bir kişinin" bilgi ve becerilerine bağımlı kılınmıştır.

Ama "Şahsım Devleti" rejimi ile ErdoğanAKP iktidarının yarattığı yukarıdaki sorunları veri olarak kabul edip güncel problemlere bakarsak ülkenin önündeki en önemli dört yapısal meselenin, hukuksuzluk ve adaletsizlik, geçim sıkıntısı, terör ve sığınmacı sorunları olduğunu görürüz.

Bu dört sorunun birincisi olan hukuksuzluk ve adaletsizlik, doğrudan doğruya bu rejimin ve bu iktidarın varlığıyla ilgili olduğu için, yazımın girişinde belirttiğim ana problemin bir sonucudur; bu rejim ve bu iktidar değişmedikçe çözülmesi olanaksızdır.

Geçim sıkıntısı da doğrudan bu rejimin ve bu iktidarın varlığıyla ilgilidir çünkü kaynakların ülke yararına değil, kendi oligarşisi için kullanılmasından kaynaklanmaktadır.

Bu rejim ve bu iktidar değişmedikçe geçim sorununun çözülmesi de olanaksızdır.

Geriye kalıyor terör ve sığınmacılar sorunları.

Terör sorunu, bu iktidarın yaratmadığı, kendinden önceki birikimlerden devraldığı bir sorundur.

Ama PKK liderinin hapsedildiği ve terörün çok önemli bir darbe yediği dönemde iktidara gelen ErdoğanAKP, bu konudaki zikzakları ve beceriksizlikleriyle sönümlenmekte olan bu sorunu, ne yazık ki alevlendirmiştir.

Şimdi ABD tarafından Suriye'de oluşturulan Kürt askeri ve siyasal varlığı ile içerideki terör sorununun uluslararası boyutu, Irak'a ek olarak Suriye üzerinden de komşu ülke topraklarına bağımlı hale gelmiştir.

Bu sorunun çözüm süreci ise ancak Suriye'de istikrarlı bir Demokratik, Laik Hukuk Devleti yapısının oluşturulmasıyla başlayabilir.