Güç zehirlenmesi
İktidar, bir yandan seçilmiş belediye başkanlarını görevden alıyor, öte yandan CHP'li belediyelere karşı başlattığı mücadele, yerel yönetimlerin hizmetlerinin sınırlanmasına ve kısıtlanmasına yönelik olduğu için, doğrudan doğruya, halkı cezalandırıyor.
Seçilmiş bir siyasal iktidarın, yönettiği ülkedeki halkı cezalandırması, aklın, mantığın, siyasetin kabul edebileceği bir olay değil.
Peki iktidar bu büyük yanlışı nasıl ve neden yapıyor
"Şahsım Devleti" rejimi ve ErdoğanAKP iktidarı, 22 yıllık yönetim sonunda her alanda iflas etti.
Halkın gereksinmelerini karşılayamaz hale geldi.
Merkezi iktidarın bu yetersizliğini, CHP'li belediyeler telafi etmeye ve seçmene çeşitli sosyal hizmetler sağlamaya başladılar.
İşte bu süreç ve CHP'li belediyelerin halk nezdinde ulaştıkları olumlu imaj, iktidarı panikletti.
Bu nedenle, CHP'li belediyelerin hem yetki alanlarını hem de kaynaklarını sınırlamaya ve kısıtlamaya başladı.
Bunu yaparken de elindeki gücü partizanca kullanmaya, kendi belediyelerinden kalan borçları bile CHP'li belediyelere ödetmek için haciz işlemleri uygulamaya başladı.
Ama CHP'li belediyeler, hem çocukların ve gençlerin hem kadınların hem de yoksulların gereksinme duyduğu, eğitim, burs, kreş, yurt, sosyal yardım alanlarındaki hizmetleri, büyük bir başarıyla sağlamaya ve ünlü siyasal deyimle "seçmenin gönlünde taht kurmaya" başladı.
Örneğin daha dün, Üsküdar Belediyesi'nde yeni bir kreş daha açıldı!
Ekrem İmamoğlu açılışta yaptığı konuşmada eğitimin önemine değindi:
"Konan bütün bu engellere rağmen, israftan kısacağız, bütçemizi doğrulukla, adaletle yöneteceğiz.
Bereketi ve bolluğu bu şekilde kurumlarımıza taşıyıp kreş açmaya devam edeceğiz, burs vermeye devam edeceğiz, yurtlarımızı açmaya devam edeceğiz..." dedi.
Ayrıca, bütün İslam coğrafyasında ve Suriye'de cehaletle mücadelenin Suriyelilerin ülkelerine dönmelerine de yardımcı olacağını belirtti. (Cumhurbaşkanlığı adaylığına işaret mi Bu konuşma üzerinde ayrıca duracağım.)
İktidar, seçmeni cezalandırmaya yönelik bu yanlışları nasıl ve neden yapıyor
Bence tipik bir "Güç zehirlenmesi" olayıyla karşı karşıyayız.
Prof. Coşkun Can Aktan GÜÇ ZEHİRLENMESİ -Kamu Tercihi, Politik Psikoloji ve Politik Psikiyatri Perspektiflerinden Mutlak Siyasi Gücün Psikopatolojisi- adlı makalesinde özetle şöyle yazmış: