Gezi Parkı Direnişi ve örgüt ironisi

Gezi Parkı Direnişi 27 Mayıs gecesi, Taksim Gezi Parkı'ndaki ağaçların sökülmesine karşı gençlerin karşı koymasıyla başlayan, Temmuz ayının ortalarına kadar bütün Türkiye'de devam eden, ulusal çapta bir siyasal protesto hareketidir.

30 Mayıs sabahı polisin, gençlerin protesto çadırlarını basması ve yakmasıyla yaygınlaşmıştır.

İçişleri Bakanlığı'nın 23 Haziran'da yaptığı açıklamaya göre Bayburt ve Bingöl hariç 79 ilde düzenlenen eylemlere toplam 2.5 milyon kişi katılmış, bundan daha fazla kişi sosyal medyada görüş bildirmiş, bazıları henüz çocuk veya çok genç yaşta olan siviller, Mehmet Ayvalıtaş, Abdullah Cömert, Ethem Sarısülük, Ali İsmail Korkmaz, Ahmet Atakan, Berkin Elvan, Burak Can Karamanoğlu, Mehmet İstif, Elif Çermik ile polis komiseri Mustafa Sarı ve polis memuru Ahmet Küçüktağ hayatını kaybetmiş, 9 bin 63 kişi yaralanmıştır.

Başta CHP, DİSK, TTB, TMMOB, Antikapitalist Müslümanlar, olmak kaydıyla, birçok Demokratik Toplum Kuruluşu, siyasal parti, sendika, meslek örgütü...

Sağ, sol, mütedeyyin, ateist, laik, her görüşten, her akımdan, Demokratik Rejimi savunan örgütler, kişiler ve kuruluşlar...

Taksim Gezi Parkı Direnişi'ne katılmış ve bu direnişi desteklemişlerdir.

İlginç olan nokta, bu Direniş sırasında, ilke olarak hiçbir grubun simgesi benimsenmemiş, sadece Türk Bayrağı kullanılmıştır. (Elbette bu ilkeye uymayanlar da olmuştur ama ben hareketin genel niteliğinden söz ediyorum. Bu konuda Aykut Küçükkaya ile birlikte yazdığımız, Cumhuriyet Kitapları'ndan çıkan, "Türkiye'yi Sarsan Otuz Gün, GEZİ DİRENİŞİ, Artık Hiçbir Şey Eskisi Gibi Olmayacak" adlı kitaba bakılabilir.)

Sadece Türk Bayrağı'nın kullanılması ile bütün demokratik güçlerin bu "Demokratik Direniş Eylemi"ni desteklediği, hiçbirinin tek başına, eylemin sahibi olmadığı vurgulanmıştı.

Ama ne yazık ki bu "örgütsüzlük" ve "sahipsizlik" ve daha geniş bir tanımla "hazırlıksızlık" ve "ittifaksızlık", "Gezi Parkı Demokratik Direnişi"nin, kalıcı bir "Demokratik Direniş Yapısı"na dönüşmesini engellemiştir.

Türkiye'deki Atatürkçülerin, Demokratların, Sosyalistlerin, Demokrat Milliyetçilerin, Liberallerin, Demokratik Rejim taraftarı olan Sağcıların en büyük eksiği "Demokratik Rejim" konusundaki bu "ittifaksızlık" ve "örgütsüzlük"tür.