Emperyalizm, ortaçağ savaşı ve Atatürk Cumhuriyeti
Günümüzde, İnsanlığın eriştiği teknolojik düzeyi izleyebilen ama ideolojik olarak Ortaçağ'da kalmış olan Ortadoğu'daki Emperyalizmin savaşı da Ortaçağ'ın kimlikleri üzerinden ateşleniyor:
Bu arada Emperyalizm, sadece Batı'nın ekonomik ve kültürel emperyalizmi olarak değil, Doğu'nun petrole dayalı ekonomik ve dine dayalı kültürel emperyalizmi biçiminde, Türkiye'yi pençesine almış durumda.
Bir yandan Batı Hıristiyan Emperyalizmi, öte yandan Sünni Arap ve Şii Fars Emperyalizmi, etnikçilikli kimlik politikalarıyla birlikte Türkiye Cumhuriyeti'ni bölmeye ve yok etmeye çalışıyorlar!
Çünkü Türkiye Cumhuriyeti, Balkanlar, Kafkaslar ve Ortadoğu bölgelerinin oluşturduğu Şeytan Üçgeni'nin ortasında, Atatürk'ün sayesinde, Bağımsız, Demokratik ve Laik Sosyal Hukuk Devleti olarak, Çağdaş uygarlık ile bütünleşmeye çalışan güçlü bir Devlet.
İşte hem çok kaynaklı Batı Emperyalizmi, hem de iki kaynaklı Doğu Emperyalizmi, Türkiye Cumhuriyeti'nin, bütün saldırılara rağmen sürdürmeye çalıştığı bir İslam toplumundaki Laik ve Demokratik, Hukuk Devleti'nin çağdaş yapısını ve onun kaynağı olan Atatürkçülüğü yok etmek üzere saldırı halindeler.
Bu birbirinden farklı ve kimi zaman aralarında ittifak kuran, kimi zaman da birbirleriyle savaşan bu çok farklı kaynaklı Batı ve Doğu Emperyalizmleri:
İster aralarında uzlaşmış olsunlar, isterse birbirleriyle savaş halinde bulunsunlar, Şeytan Üçgeni'ndeki savaşlarda ve rekabette, hem Bağımsız Atatürk Türkiye'sini ezeli ve ebedi düşman olarak görüyorlar, hem de Türkiye'nin gücünü yanlarına almak, onu kullanmak istiyorlar.
Bu tehditlere karşılık Türkiye ne önlemler aldı; neler yaptı
Birinci Dünya Savaşı sonrasında, Atatürk Döneminde, Batı ve Doğu Emperyalizmlerine karşı Kuzey'in (öteki Emperyalizmlere rakip olarak geliştiği için Kuzey Emperyalizmi olarak nitelenecek olan siyasal gücün) desteğini alarak, Bağımsız ve Çağdaş bir Cumhuriyet kurdu!
Atatürk, Şeytan Üçgeni'nin bütün bileşenleriyle barışçı dostluk ilişkileri geliştirdi, anlaşmalar ve antlaşmalar imzaladı.
İkinci Dünya Savaşı sonrasında başlayan Soğuk Savaş zamanında, İnönü Döneminde ise Türkiye, Savaş'a girmeyerek büyük bir başarı göstermesine rağmen, Demokrat Parti'nin iktidara gelmesiyle, bağımsız ve tarafsız politikasını terk ederek Batı ve Doğu Emperyalizmleri ile hem siyaseti hem de dini kullanarak, siyasal ve kültürel bütünleşme adımları attı.
Sovyetler'in çöküşüyle başlayan Küresel dönemde ise Batı ve Doğu Emperyalizmlerinin yarattığı, 12 Eylül 1980 Darbesiyle zirveye ulaşan istikrarsız ve kaotik ortamda, Erdoğan AKP iktidarı oluşturuldu.
Böylece Doğu Emperyalizminin Sünni Arap kanadı ve Batı Emperyalizmi ile yakınlaşma sağlandı.
Türkiye'nin Doğu ve Güney sınırlarındaki güvenliğini sağlayan mayınlar temizlendi...
Ergenekon, Balyoz ve Casusluk komplolarıyla silahlı kuvvetler zayıflatıldı...