Demokratik örgütlü direniş (3)
Bu yazım, Demokratik, Laik ve Sosyal Hukuk Devleti'ni, Cumhuriyet Rejimi'ni korumak için, "Örgütlü, Demokratik, Barışçı Direniş" üzerine son günlerde yazdığım üçüncü yazı.
İlk yazımı Salı günü, bir iktidarın rejimi otoriterleştirmesi karşısında bireyin tek başına direnmekte yetersiz kalacağı anlayışı ile yazmış ve asıl direnişin yerinin, Cumhuriyet Rejimi'nin temelini oluşturan meclisler ve siyasal partiler olduğunu belirtmiştim.
Elbette Demokratik Cumhuriyet Rejimini "Şahsım Devleti" rejimine dönüştürmek isteyen bir iktidarın Meclis'te de egemen olduğu düşünüldüğünde, Meclis ve siyasal partiler içindeki direniş önerim, sadece Demokratik Cumhuriyete inanan muhalif partiler içinde ve Meclis'te de bu partilerin gücü oranında geçerli bir öneriydi.
Tam "Örgütlü Demokratik Direniş"in "Demokratik Toplum Örgütleri" bölümünü yazacağım Perşembe günü, halkın "Casusluk Yasası" dediği "Etki Ajanlığı" yasası önerisi gündeme geldi.
Onun üzerine ikinci yazımı bu yasa önerisine karşı oluşturulan "Örgütlü Demokratik Direniş" üzerine dün yazdım.
Gerek Demokratik Toplum Örgütlerinin, gerekse başta CHP olmak kaydıyla Demokratik Cumhuriyeti savunan muhalif partilerin direnişleriyle ve Avrupa Birliği standartlarını savunan iç ve dış çevrelerin önerileriyle, "Etki Ajanlığı" tasarısının, benim ikinci yazımın yazıldığı gün (dün) geri çekildiği belirtildi.
Elbet bu geri çekiş, önerinin yeniden gündeme getirilmeyeceği anlamını taşımıyor.
Tam tersine, iktidarın, öneriyi yeniden gündeme getireceği, AKP Grup Başkan Vekili Özlem Zengin tarafından açıklanmıştır.
Bu nedenle, bugün "Örgütlü, Demokratik, Barışçı Direniş" konusunda "Demokratik Toplum Örgütlerinin" rolleri hakkındaki önerilerime devam etmek istiyorum.
Dünkü yazımda 91 Demokratik Toplum Örgütü'nün de halkın "Casusluk Yasası" dediği "Etki Ajanlığı" önerisine karşı bir protesto ve direniş bildirisi yayımladığını belirtmiştim.