CHP'nin Tik Tok hesabında Parti Sözcüsü Deniz Yücel şöyle demiş:

"10 bin lirayla geçinmesini beklediğiniz emekliye yenildiniz.

İşçinin ödeyemediği ev kirasına yenildiniz.

Tencere bile kaynamayan evlere, geleceğinden umudu kesmiş gençlere...

Bakanınızın tabiriyle 'yerel halk'a yenildiniz Sayın Erdoğan!"

Ben bu sözlerin başına "ErdoğanAKP iktidarının yağmacı kibri, İmamoğlu'nun 'Kent Lokantası'na yenildi" cümlesini yakıştırdım.

Özgür Özel liderliğindeki CHP'nin, başta ben olmak kaydıyla pek çok kişiyi şaşırtan ve Demokratik Rejim adına sevindiren 31 Mart 2024 seçimlerindeki başarısı, her şeyden önce, ErdoğanAKP iktidarının ülke kaynaklarını tüketen, sürekli ve pervasız bir biçimde uygulanan, yağma politikalarından kaynaklanıyor.

Ayrıca başarının ihmal edilemeyecek başka bir faktörü de şimdiye kadar, "Ama başka seçenek yok ki" gibi yanlış ve kısır bir iktidar görüşünün, CHP'nin belediyelerde gösterdiği başarıyla yanlışlanması ve bu başarının CHP'yi "Güvenilir bir İktidar Adayı" mertebesine yükseltmiş olmasıydı.

İstanbul ve Ankara Belediyeleri başta olmak kaydıyla CHP'li belediyelerin, bütün engellemelere rağmen gerçekleştirdikleri hizmetler, iktidarın verdiği "sadaka kırıntılarını" önemsizleştirmiş ve CHP'nin "Sosyal Devlet" anlayışını somut desteklere dönüştürerek, önemli siyasal ve sosyal başarı öyküleri haline gelmişti.

Örneğin, İmamoğlu'nun İstanbul'da başlattığı "Kent Lokantaları" o denli başarılı olmuştu ki AKP adayı Murat Kurum'un önemsiz bir uygulama olarak gördüğü bu lokantalar AKP'li belediyeler tarafından da taklit edilmeye başlandı ve Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, "Kent Lokantaları"na benzeyen "Haydi Sofraya" projesini uygulamaya koydu.

Oysa, ilk kez İstanbul'da hayata geçirilen bu proje, başta Murat Kurum olmak kaydıyla, AKP'liler tarafından çok eleştirilmişti.

Cumhuriyet'te Selda Güneysu'nun haberinde:

AKP'nin Merkez Karar ve Yönetim Kurulu toplantısında, bir üyenin, İstanbul'da seçimleri kaybetmenin nedenlerinden birinin de "Kent Lokantaları" olduğunu söylediği ve bunun üzerine