Atatürkçülük ve sosyal demokrasi-3

Evet, Osman Kavala ile Selahattin Demirtaş, Aysel Tuğluk hâlâ hapisteler...Evet, Çevik Bir hariç, 28 Şubat'ta olmayan darbeye ilişkin bir suçlamayla mahkûm edilenler hâlâ içerideler...Evet, hâlâ hastalar, engelliler, 80-90 yaşındaki insanlar, hamile, lohusa kadınlar, bebekler, çocuklar hapse atılıyor veya hapisteler...Evet, toplumsal değerlerimiz yok edildi...Evet, gençlerin eğitim olanakları, gelecekleri çalındı...Evet, devlet iflas ettirildi, işsizlik, hayat pahalılığı, aldı başını gidiyor, insanlar geçinemiyor...Evet, devlet çökertildi ne adalet kaldı, ne liyakat, ne maliye ve Hazine, ne de ulusal ve evrensel eğitim...Ve ben Atatürkçülük ile Sosyal Demokrasi arasındaki ilişkileri yazıyorum.Çünkü bütün bu sorunların çözülmesi siyasal iktidarın değişmesine bağlı...Çünkü bütün bu sorunlar ancak "Demokratik, Laik ve Sosyal bir Hukuk Devleti" rejimi içinde çözülebilir...Çünkü despotlar, otoriterlikten totaliterlikten yararlanarak ceplerini dolduranlar, ülkeyi yağmalayanlar, tezgâhları bozulmasın diye Demokratik Rejimin kurulmasını ve işletilmesini istemiyorlar...Çünkü Demokrasi hedefinde birleşmeleri gereken çeşitli siyasal akımlar ve ideolojiler, emperyalistlerle işbirliği yapan despotların, demokrasiyi sadece kendileri için isteyen dinci, ırkçı egemenlerin kışkırtmalarıyla, birbirlerine saldırıyorlar.Böylece adaleti, refahı yeniden sağlayacak olan Demokrasi hedefinde birleşmeleri gerekenler, ortak hedeflerini değil, ayrışma noktalarını vurgulayarak Demokratik Rejimi yeniden kurmaya yönelik eylemin ilk adımı olan iktidar değişikliğine yönelik girişimi zayıflatıyorlar.Cuma günkü ikinci yazımda, Kemalizm ile Atatürkçülük terimlerini aynı anlamda kullandığımı belirtmiş ve günümüz için bir AtatürkçülükKemalizm tanımı yapmıştım:"Günümüzde Kemalizm ya da Atatürkçülük, Anti Emperyalist, Eşitlikçi, Özgürlükçü, Çağdaş, Demokratik, Laik ve Sosyal Hukuk Devleti'ni hedefleyen ve bu hedefe varmak için çağdaş bilimin ve aklın yöntemlerini kullanmayı savunan bir ideoloji, bir hareket, bir siyasettir.Günümüzde bu ideoloji, hiç kuşkusuz yukardaki hedefe varmak için, her türlü sömürüye karşı olmaya, yurtseverliğe, sosyal adalete, fırsat eşitliğine, çevreciliğe, temel insan ve hayvan haklarına dayalı olmak zorundadır."Daha sonra da şöyle devam etmiştim:"Türkiye Cumhuriyeti'nin 2023 seçimleri öncesinde geldiği tarihsel gelişme ve değişme kavşağında, BUGÜNKÜ ATATÜRKÇÜLÜĞE