Televizyonda, CHP'yi ve bugün içine düşürüldüğü durumu değerlendirdim. Belki bugün partinin gittiği yolu tasvip edenler çok rahatsız oldu, hatta belki de içlerinden söylenenler bile çıktı. Ama ben gördüklerimi ve gerçekleri anlattım...

Yayın sonrası, geçmişte CHP'de üst düzey görevlerde bulunan bir isim aradı. "Emin Bey, çok teşekkür ederim" dedi.

İşte bugün partinin içinde bulunduğu durum bu: Olan biteni ortaya koyuyoruz; bazıları sövüyor, bazıları da teşekkür ediyorlar.

Çok garip bir durum, ama manzara böyle!

Bizim gibi CHP içinde de ne olup bittiğini şaşkınlıkla izleyenler, hatta çok ciddi rahatsızlık duyanlar var.

Nasıl rahatsız olunmasın ki! Şu yaşananlara bakın:

Yunan Deniz Piyadeleri, bir geçit töreni yapıyorlar. Türkiye hakkında skandal ifadeler kullanıyorlar. Hakaretler ve küfürler savuruyorlar.

O ülkenin Hükümet Sözcüsü Pavlos Marinakis de Ekrem İmamoğlu üzerinden Türkiye'yi tehdit ediyor. Tutuklanmasının ardından, "Bu şartlarda Yunanistan-Türkiye Yüksek İşbirliği Konseyi'nin toplanması zorlaştı" diyor.

Bu arada CHP Genel Başkanı Özgür Özel, yabancı televizyon kanallarını gezip Türkiye'yi şikayet ediyor. Adeta onlardan medet umuyor. Mansur Yavaş da peşine takılıp, bu şartlar altında kimsenin Türkiye'ye yatırım yapmayacağına ilişkin sözler söylüyor.

Bütün bunlar yaşanırken, telefonlarımıza mesajlar geliyor: Diplomasi iptal edilen, seçilme yeterliliğine sahip olmayan Ekrem İmamoğlu için "CHP'nin Cumhurbaşkanı Adayı" ifadesi kullanılıyor.

CHP, Türkiye'nin yerli ve milli firmalarına boykot uyguluyor. Taraftarlarına "Sakın bunların mallarını kullanmayın" çağrıları yapıyor...

Ama Borsa gibi! Listeler her gün yenileniyor. Sürekli güncellemeler yapılıyor. Biri çıkarılıyor, diğeri konuluyor.

İlginçtir, onların içinde 1920'de, Atatürk'ün "Anadolu'nun sesini dünyaya duyurmak için" kurduğu Anadolu Ajansı da var. Hatta milli yardım kuruluşumuz Kızılay bile boykot edilecek kuruluşların içinde.

Şaka değil, kitaplara da boykot uygulanıyor.