Yazmasam olmaz

Gezi Olayları yeni başlamıştı. Ağaç, çiçek, böcek diyorlardı. Fakat bakmasını bilen gözler durumu gayet iyi analiz ediyordu. Nereye gideceği, evrileceği ilk andan itibaren görünüyordu.

Hedef Erdoğan ve Hükümet'ti.

Buna rağmen, Erdoğan'ın yakın çevresi ve Ak Parti içindeki bazı isimler bile "Yahu bunlar iyi çocuklar, üzmeyelim" türenden değerlendirmeler yapıyorlardı. Açın bakın o günkü gazeteleri, sözde Erdoğan'a yakın yazarlar dahi bu Gezicilere güzellemeler düzüyordu. O günlerde paylaşmıştım tabloyu Erdoğan ile. Sanırım O da hatırlar!

Zaten giderek belli olmaya başladı süreç. Buna rağmen Erdoğan'a "Aman ha zorlama, yumuşa" telkinleri yapıldı. Üstelik bunlar o günlerde kamuoyunun gözleri önünde gerçekleşti. İsteyen yine açıp bakabilir gazetelerde kimin ne yazdığına, kimin bu Gezicilere ne güzellemeler yaptığına.

Hiç unutmuyorum, gazetenin sabah toplantısındaydım. İstanbul'a telefonla bağlanmıştık. Hukukçuların görüşlerini aktardım. Tecrübeli ve yetkili isimlerin yaşananları "Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren eylemler" olarak değerlendirdiklerinden bahsettim...

Telefonun karşısında bulunan isimden bir ses yükseldi:

-Hangi geri zekalıymış bunlar

Evet, yaşadım ben bunları ve daha fazlasını. Geziciler, sokakta da kamuoyunda da son derece etkiliydiler. Erdoğan'ın da etrafını sarmaya çalışıyorlardı!

Buna rağmen, ısrarla çabaladım. Olan bitenin perde arkasını kamuoyuna anlatmak için uğraştım. O dönemde Ak Parti'nin Hukuk İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin ve emekli savcı Mehmet Yücesoy gibi isimlerden görüşler alıp yazdım. TRT'de yaptığım İnce Çizgi isimli programa o isimleri çıkardım. Olan bitenin arka planını, hukuksuzlukları, eşkıyanın şehirlerde sergilediği barbarlıkları ortaya koymaya çalıştım...

Ne oldu dersiniz

Çok ciddi tepkiler aldım. Hayır, Gezicilerden değil, onlar zaten saldırıyorlardı. Ama Gezi Eylemlerini düzenleyenlerin hedefinde olan pek çok siyasetçi de durumun farkında değildi. Asıl beklenmeyen tepkiyi onlardan aldım!