Bize has değil, dünyanın her tarafında aynı uygulama vardır. Yabancı bir ülkenin havayoluna ait uçak gelir, orada yakıt ikmali yapar. Hatta gerekiyorsa bakım hizmeti de verilir. Sonra yoluna devam eder...

Başka türlü olmaz zaten! Bir yolcu veya kargo uçağı, beraberinde yakıt tankeri taşıyacak değil elbette!

İsrail'e de bunu yapıyoruz, Amerika ve Rusya'ya da. Bizim uçaklarımız da oralarda aynı hizmetten yararlanıyorlar. Gidiyorlar, yakıt ikmali yapıyor ve geri dönüyorlar. Normal, doğal ve uluslararası bur uygulama bu.

Normal olmayan ne biliyor musunuz..

Böylesine olağan bir hadiseyi kötü niyetli bir şekilde çarpıtmak ve istismar etmek! Sivil uçaklara verilen bu birkaç varillik yakıtın, İsrail savaş uçaklarında kullanıldığını iddia etmek. Sistemli bir şekilde "Gazze'li kardeşlerimiz, Türkiye'nin yakıt verdiği İsrail savaş uçakları tarafından bombalanıyor" iftirasını dolaşıma sokmak.

Bu çirkeflik...

Büyük ahlaksızlık.

Hele hele böyle bir faaliyetin "Ben Müslümanım" diye ortaya çıkan bir müsilaj takımı tarafından gerçekleştirilmesi, İslam'la taban tabana zıt katmerli bir ahlak yoksunluğu!

İşin en çarpıcı yanı da yeni değil bütün bunlar. Yıllardır temcit pilavı gibi ısıtılıp, ısıtılıp önümüze konuluyor...

Bundan on yıl kadar önce, Başbakan Erdoğan Ak Parti'nin TBMM Grup Toplantısında konuşurken, işte bu konuya temas ediyor. "Neymiş, Türkiye İsrail'e jet yakıtı satıyormuş" diyor. İftiracılara da hak ettikleri bir dille cevap veriyor:

-Alçakça iftiralar atıyorlar. Dürüst olun dürüst. Çıkınınızda tek şey var: Yalan, iftira ve takiyye. İşte siz busunuz!

Ardından da şunları söylüyor:

-Enerji Bakanım kaç kez açıkladı. Böyle bir şey söz konusu değil. Ama bunlar yalanı meslek edinmişler.

Evet, aynen öyle! Meslek edinmişler ki, on yıl sonra aynı iftira yeniden dolaşıma sokuldu. En çok kullanıp köpürtenler de ne gariptir ki, kendilerine "Müslüman" adını verenler! Türkiye ve İslam düşmanları ile el-ele verdiler,