İyiyiz biz, iyiyiz

Bugün bayram...

Yıllar önce "Şeker Bayramı" diye diretilirdi. "Ramazan Bayramı" diyenlere de tepki gösterilir, ters ters bakılırdı. Değiştirmiştik bayramın adını, öyle dayatılmış, öyle istenmişti çünkü.

Çok şükür, artık Ramazan Bayramı'nı kutluyoruz...

Bakın şaka yapmıyorum. Gerçekten büyük meseleydi, bayram tartışması. Dini konuların çoğunda olduğu gibi, orada da duvarlar örülmüştü. Devletin tepesinde bile "şeker" deniyor, Ramazan kelimesinden fellik fellik kaçılıyordu. Ramazan Bayramı milletin elinden alınmıştı.

Mücadele ede ede bu noktaya gelindi!

Daha o kadar çok engeller vardı ki, en basiti buydu. Şaka gibi geliyor, ama bayram kutlamasının önünde dahi bariyer vardı. Mücadele ede ede zaman içinde hepsi temizlendi.

Geçmişi yaşamayanlar, o sıkıntıları çekmeyenler, cenazelerde Chopin'in Marşı çalınırken, tekbir getirmelerine izin verilmeyenler bilmezler elbette bunları. Bilmezler, ama İslam ve dindarlık adına geçmişte millete bunları reva görenlerin ekmeklerine yağ sürmekten de geri kalmazlar.

Bu şaşkınlara her şey serbesttir. Hatta ortalığa dökülüp "Katil Erdoğan" diye bağırmak bile!

Artık "şeker" değil, "Ramazan" bayramını kutluyoruz, ama yine de bir burukluk var içimizde...

Gazze'de 35 bine yakın mazlum din kardeşimiz katledildi. Hayatta kalanlar ise, ölüm yağdıran İsrail bombalarından birinin tepelerine inmesini bekliyorlar. Gazze sakinleri sefil, çoluk-çocuk aç ve perişan durumda. En acısı ise kendisine "hür" ve "medeni" adını veren batının eseri bu!

Milletlerarası alanda onlarla mücadele ediyoruz...

Kana doymayan bu emperyalistler, yanı başımızda bir terör devleti oluşturmaya çalışıyorlar. Bir başka bela da bu ve yıllardır o oluşumu darbelemeye, kırmaya çalışıyoruz. Ülkemize kaçmak zorunda kalan Suriyeli sığınmacılar onların eseri.

Hemen dibimizdeki Rusya-Ukrayna Savaşı'nın ortaya çıkardığı olumsuzluklar da cabası.